Üsküdar Üniversitesi NPISTANBUL Hastanesi’nden Psikiyatri
Uzmanı Prof. Dr. Aslıhan Dönmez, şiddet karşısında sessiz kalma ve
kabullenmenin, tekrarlayan şiddet eylemleri için kolaylaştırıcı,
cesaretlendirici ve giderek kışkırtıcı hale dönebileceği uyarısında bulunuyor.
“Bu durum şiddet eyleminin tekrarlamasına ve süreğen hale gelmesine neden
olabilir” diyen Dönmez, mağdurun sessiz kalma nedenlerini ise şöyle sıralıyor:
“Şiddete maruz kişi, bu durumu çevresindekilere anlatmaya
utanabilir. Sessiz kalmasına korku da yol açabilir. Mağdur kişi herhangi bir
karşı tepki verdiğinde veya saldırganla uzaklaşmaya çalıştığında tekrar şiddete
maruz kalma riskini arttıracağını düşünerek korkabilir. Bir başka neden ise
şiddeti uygulayan kişiye fiziksel, ekonomik veya duygusal olarak bağımlı olma
durumudur. Bu durumda da o kişiden uzaklaşıldığında yaşanacak sıkıntı göz önüne
alınarak sessiz kalmak zorunda hissedilebilir.”
Bedensel ve ruhsal
hasarlara yol açıyor
Dönmez, fiziksel şiddetin, buna maruz kalan kişide önemli ve
uzun süreli bedensel ve ruhsal hasarlara yol açtığını dile getirerek,
“Özellikle şiddetin tekrarlanması ve şiddet uygulayanın en yakınındaki
kişilerden biri olması durumun örseleyiciliğini daha da artırır. Bunun en sık
görülen şekillerinden biri aile içi şiddettir ve kadınların; eşleri, babaları
veya ağabeyleri tarafından şiddete maruz kalabildiğini görmekteyiz” diyor.
Depresyon veTravma
Sonrası Stres Bozukluğu görülüyor
Şiddete sessiz kalan mağdurda bir süre sonra suçluluk
duygusunun ortaya çıktığını belirten Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Aslıhan
Dönmez, bunu ise şöyle açıklıyor:
“Bu suçluluk kendini koruyamamış olma ve halen saldırganın
yanında kalmayla ilgilidir. Bu duygu kişinin kendine olan güveni ve benlik
saygısını zamanla azaltabilir ve kişide depresyonun gelişmesine neden
olabilir.”
Dönmez, kronik ve tekrarlayan fiziksel şiddete maruz kalmanın
önemli sonuçlarından bir diğerinin ise Travma Sonrası Stres Bozukluğu denen
psikiyatrik tablonun gelişmesi olduğunu kaydediyor ve bu tablonun üç temel belirtisini
şu sözlerle aktarıyor:
“Birincisi tekrar yaşantılamadır ve bunun belirtileri; şiddet
anlarını sık sık hatırlama, sahnelerin gözünün önüne gelmesi, gece kabuslarına
girmesi, gün içinde sanki olay tekrarlanıyormuş gibi davranma ve hissetmedir.
İkincisi “kaçınma”dır. Bunda travmaya
eşlik eden duygu, düşünce ve konuşmalardan kaçınma, travmayı hatırlatan durum,
ortam ve kişilerden uzak durma, travmanın belirli bir kısmını hatırlayamama
olarak belirtileri görülür. Üçüncüsü olan “aşırı uyarılmışlık” ise uykuya dalma
ve uykuyu sürdürmede güçlük, tahammülsüzlük, çabuk öfkelenme ve sürekli tetik
halinde olma şeklinde kendini gösterir.”
Kadına şiddet çocuğun
ruhsal hayatını da etkiliyor
Şiddetin yaşandığı bir evde büyümenin özellikle küçük
çocuklar için birçok olumsuzluğu beraberinde getirdiğini dile getiren Dönmez,
bunun için çocuğun doğrudan şiddete maruz kalmasının gerekmediğinin de altını
çiziyor. Şiddete maruz kalan bir ebeveyni görmenin çocuğun olumsuz etkilenmesi
için yeterli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Aslıhan Dönmez, şiddete tanıklık
eden çocuklarda yaşanan travmayı şöyle anlatıyor:
“Eğer baba anneye şiddet uyguluyorsa ve evdeki oğlan çocuk
bunu görüyorsa, ilerde o çocuk büyüdüğünde şiddet uygulamaya meyilli olabilir.
Evdeki gerginlik çocukta; huzursuzluk, sık ağlama, endişe, uyku sorunları ve
kaygı bozukluklarına neden olabilir. Kronik şiddet varsa çocuk sessizleşip içe
kapanabilir. Bu nedenle, şiddetin var olduğu bir evde büyüyen çocukların ruhsal
durumu yakından takip edilmeli, herhangi bir olağan dışılık durumunda mutlaka
profesyonel yardıma başvurulmalıdır. Şiddetin olduğu yerden çocuğu uzak tutmak
ve tanık olmasını engelleyici tedbirler almak çocuğun ruh sağlığı açısından
şarttır.”
Şiddet mağdurları neler
yapmalı?
· Yaşadıklarınızı paylaşın: Yaşadığınız olaylar her ne kadar
sizin için utanç verici olursa olsun, güvendiğiniz kişilerle bu durumu
paylaşın. Paylaşmak sürekli içe attığınız duygu ve düşüncelerinizin yarattığı
yükü azaltacaktır.
· Kendinizi suçlamayı bırakın: Bu olaylarda sizin herhangi bir
suçunuz yok ve yaptığınız veya yapmadığınız herhangi bir şey şiddete neden
olamaz. Bunu kendinize sık sık hatırlatın.
· Kendinizi gevşetin: Nefes ve kas gevşetme egzersizleri
özellikle korku, kaygı, gerginlik, uykuya dalamama gibi belirtilere iyi gelir.
· Profesyonel yardım alın: Özellikle depresyon ve Travma
Sonrası Stres Bozukluğu tabloları tedavi gerektiren durumlardır. Bunun için bir
psikiyatriste başvurun.
· Sosyal destek sisteminizi genişletin: Şiddet mağdurlarının başvurduğu
sosyal hizmetleri araştırın ve buralarla iletişime geçin.



YORUMLAR