Çocukların yaş aralıkları, gelişim özellikleri ve mizaçlarının göz önünde
bulundurularak bu tür içeriklerden haberdar olmaları gerektiğini söyleyen
Koçkar, “Okul öncesi dönemde yer alan çocukların hiçbir şekilde bu haberlere
maruz kalmaması lazım. Bu yaş grubunda yer alan çocukların yanında bu tür
konuları konuşmak bile rahatsız edici, çünkü her türlü belirsizlik durumu
çocuklarda çok fazla stres yaratır” dedi.
“Kaygı düzeyi yüksek çocuklar bu tür haberlerden uzak tutulmalı”
6-11 yaş aralığındaki çocuklara bu tür haberlerin kontrollü bir şekilde
verilebileceğini ifade eden Koçkar şöyle konuştu: “Bu yaş grubundaki çocuklar
da televizyonda ve gazetelerde yer alan haberleri izleyip, okumamalı. Ancak bir
şekilde bu haberlere maruz kalmış çocuklara, olayın ne olduğu somut söylemlerle
aileleri tarafından anlatılmalıdır. Çünkü bu yaştaki çocuklar olayları
anlamlandıramasa bile anlayabilecek durumdadır. Söz konusu kaygı düzeyi yüksek
çocuklar ise ülkede bomba patladığını anlatmaya çalışmak çocuğun yalnızca
ruhsal dengesini bozar. O nedenle bilgi verirken çocuğun yaşı ve yapısına göre
hareket etmek en uygun yol olacaktır.”
Çocukların anma törenlerinde yer alması doğru mu?
Anma törenlerinde çocukların yer alıp almaması konusuna da değinen Koçkar
şunları söyledi:
“Hiçbir şeyden haberi olmayan bir çocuk bu tür törenlerde yer alamayabilir.
Çünkü bu çocuklar zaten durumu anlamayacaktır. Ancak çocuk bir şekilde durumdan
haberdarsa, olay yakınlarda olduysa veya bir yakını bu durumdan etkilendiyse o
zaman çocukların anma törenlerinde yer almasında bir sıkıntı olmayacaktır.
12-18 yaş arası ergenlik çağındaki çocuklara bakıldığında da bu durumun
farkında olan çocukların anma etkinliklerinde bulunmasının bir sakıncası
yoktur. Bu gibi durumlarda genel prensip ‘çocuk sordukça cevaplar verilmeli’
olmalıdır.”
Anne babanın kontrolü önemli
Özellikle okul öncesi ve ilkokul dönemindeki çocukların sosyal medyaya maruz
kalmaması gerektiğinin altını çizen Koçkar, “Çocuk buna maruz kalıyorsa burada
en büyük görev anne babaya düşüyor. Aileler gün içinde görülen haberler
konusunda çocukla konuşabilir. Çünkü sosyal medyada şiddet içeren veya uygunsuz
mesajlar taşıyan pek çok içerik de yer alıyor. Bunları tek tek anlatıp,
açıklamak lazım. Bu noktada velilerin ciddi bir kontrol mekanizmasını devreye
sokmaları gerekiyor. Çünkü çocuk gördüklerini anlamlandıramayabilir veya yanlış
anlayabilir” dedi.
“Travma sonrası stres bozukluğu için önleyici ruh sağlığı
çalışmaları yapılmalı”
Çocuklarda yaşanan travma sonrası stres bozukluğunun önlenme yolları hakkında
da bilgi veren Koçkar, “Geniş çaplı önleyici ruh sağlığı çalışması yapılması
gerekiyor” dedi. Özellikle Suriye’den gelen mülteci çocuklar özelinde bu durumu
değerlendiren Koçkar şöyle konuştu:
“Bu çocuklar savaşa maruz kalmanın ötesinde çok ciddi bir yaşam değişikliği
yaşamış, evlerini, yaşam tarzlarını bırakıp başka bir ülkeye gelmiş durumdalar.
Üstelik bunu kendi istekleriyle ve olumlu koşullarda da yapmadılar. Her türlü
yaşam koşulu değişikliğinin stres yaratacağını düşünürsek hem bu çocukların hem
de ailelerinin belli eğitimlere tabii tutulması gerekiyor. Özellikle anne
babalara bu konuda çok fazla görev düşüyor. Eğer anne baba kendisi mutsuz veya
huzursuz ise çocuğa yardımcı olamaz. Çocuklarda iştah ve uyku düzeninde
değişimler yaşanıyorsa bu çocuklarda stres bozukluğu olma ihtimali vardır.
Ailelerin bu gözlemi yapabilmesi önemlidir. Bu gibi durumlarda çocukla
konuşmak, oyun oynamak çevresinde olan bitenlerin ne olduğunu anlatmak çok
önemlidir. Çünkü belirsizlik ruh sağlığını olumsuz etkileyecek durumların
başında gelir.”



YORUMLAR