Kış ayların hastalıklarda yüksek oranda artışlar olduğunu
kaydeden Kaya: “Havanın yağmurlu oluşu, sis ve hava ısısı düşüşü, bu dönemde
toplu yaşam bölgelerinde geçirilen zaman süresi artışı ve viral bakteriyel
hastalık etkenlerinin kış mevsiminde çoğalma yeteneğindeki artış nedeni ile bu
tür hastalıklarda çoğalmakta, sonuçta iş, güç, ekonomik kayıplar ve ölümler
ortaya çıkmaktadır” dedi.
“SOĞUK HAVLARDA
KAPALI ORTAMLARA DİKKAT EDİLMELİ”
Rüzgarlı havlarda sobalara dikkat edilmesi gerektiğine
değinen Kaya şunları söyledi: “Soba ve kaloriferlerin yanması sonucu ortama
yayılan dumanlarda bulunan karbon monoksit, kükürt dioksit ve azot oksitlerinin
bu hastalarda hava yollarından daralma, nefes darlığı, öksürük ve balgam
yakınmaları ile birlikte enfeksiyon eğiliminin artışına yol açtığı
bilinmektedir. Soğuk havalar nedeni ile ev içi, ofis ve işyerleri gibi kapalı
mekânlarda insanlar daha çok zaman geçirmektedirler. Buna bağlı olarak kapalı
ortamlarda sigara içilmesi, pişirme ve ısınma araçlarının yakılması sonucu
ortaya çıkan gaz ve partiküller, ev tozu akarları ile yapılan temas, hamam böceği
antijenleri, mantar ve küf ile temas akciğer hastalıklarının görülme sıklığı ve
şiddetini artırmakta bu dönemde solunum sistemi hastalıklarının pik yapmasına
neden olmaktadır. Hastalık tabloları, nezle, grip, sinüzit, tonsilit, farenjit,
otitis, akur bronşit, pnömoni, astın ve KOAH atakları şeklinde hastalık
tabloları ile kış döneminde sık karşılaşmaktayız. Soba ve kaloriferlerin yanması
ile ev içi ortamda azalan nem oranından dolayı özellikle uyurken ağızdan nefes
alıp veren hastalarda hava yollarında kuruma ve geceleri öksürük, nefes darlığı
gibi sorunlarda artış meydana gelir. Ayrıca artan sinüzit ve nezle nedeni ile
kronik akciğer hastaları direkt ağız solunumu yaptığından mikrop ve kirli partiküllerin
akciğer solunum sahasına ulaşarak hastalık yapma riski daha da artmaktadır.
Mevcut hava kirliliği ve gece gündüz ısı değişimleri vücuttaki savunma sistemi
olumsuz yönde etkilenmektedir.”
KIŞ AYLARINDA
KRONİK RAHATSIZLIĞA DİKKAT!
Kış aylarının etkisinin kronik hastaları üzerinde daha
etkili oluğuna dikkat çeken Kaya şunları söyledi: “ Kış aylarında kronik
akciğer hastalığı olanlarda şikâyetlerde ilerde artış, öksürük balgam, nefes
darlığı, hırıltı, koyu balgam, mevcut kullandığı ilaçların yetersiz kalması
gibi sorunlar ortaya çıkmaktadır. Bu açıdan, risk grubunda olan kronik
hastalıklı kişilerin kronik kalp, akciğer hastalarını, kronik böbrek
hastalarını 65 yaşın üstündeki kişileri 6 aydan büyük 10 yaştan küçük
çocukları, gebelerin kış mevsimine girerken grip aşısı yaptırması gereklidir.
Yaşadıkları ortamlarda sigara içilmemesi odaların havalandırılması, soba
kullanılıyorsa boru ve bacaların temizlenmesi, geceleri oda havası
nemlendirilmesi, kirli havalarda dışarıya çıkılmaması, kışlık hastalık salgın
dönemlerinde kalabalık ortamlardan uzak durulması tedbirlerine uyulmalıdır.
Kronik akciğer hastalığı olanların bu dönemde ilaçlarını düzenli kullanmaları;
durumlarında her zamankine göre ciddi anlamda kötüleşme hissedildiğinde
hekimlerine başvurarak gereken muayene ve tetkiklerini yaptırıp tedavilerini
yeniden düzenletmeleri uygun olur. Kış hastalıklarından korunmak için; kış
mevsiminde enfeksiyonlar ağır geçtiğinden korunmaya özen gösterilmelidir.
Yaşlılar, çocuklar, kalp ve kronik akciğer hastaları, diyabet gibi sağlık
sorunu olan kişilere havanın soğuk olduğu günlerde ve kirli havalarda mümkün
olduğunca fazla dışarı çıkmamaları önerilmelidir. Giyinmeye özen gösterilmeli,
düzenli ve yeterli beslenme C vitamini çinko vb. destekler alınmalı, mevsimine
göre meyve ve sebzelerle beslenme yüksek kalorili diyet almalıdır. Hastalık ve
soğuk dönemlerinde toplu yaşam alanlarından uzak durulmalı, dışarıya çıkarken
maske kullanılmalı. Aşı endikasyonu olan
kronik hastaların ve risk grubu kişilerin (yurtlarda çalışanların, bakım yurdu
personeli, sağlık personeli, evde bakım personeli, gebeler ve 6 ay ile 10 yaş
arası çocuklar vb.) grip aşısı yaptırmaları sağlanmalıdır.”



YORUMLAR