Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesi olarak bu şehri en yakından takip eden, en iyi bilen, kamu yararına denetim mekanizması görevini yürüten sendika başkanlarından 2016 yılında, Kahramanmaraş’ta nelerin değişmesi gerektiğini sorduk. Şehrin sorunlarına en az gazeteciler ve siyasiler kadar hâkim olan sendikalar, Kahramanmaraş’ta aksayan yönler neler? Kahramanmaraş’ın en acil sorunu ne? Bu sorunların çözümü nasıl olmalıdır? Şehrin problemlerine çeşitli öneriler sunan sendika başkanları, Kahramanmaraş için 2016 yılında, değişimin başlayacağı inancında.
TAŞERON İŞÇİLER 2016'DAN ÜMİTLİ
HAK İŞ Konfederasyonu’na Bağlı Öz Büro İş ve Öz Sağlık İş Sendikası Kahramanmaraş İl Temsilcisi Murat Arifoğlu, kamuda çalışan taşeron işçilere; asıl iş ve yardımcı iş ayrımı yapılmadan kadro verilmesi gerektiğini ifade etti.
Hükümetin açıkladığı 3 aylık eylem planı çerçevesinde yeni yıldan ümitli olduklarını kaydeden Arifoğlu, "2016 yılı inşallah taşeron işçiler için güzel geçecektir, umarız 2016 yılı taşeron işçilerin yılı olur. Hükümetimizin seçim vaadi olan ve 3 aylık eylem planında da yer alan taşeron işçilere kadronun verilmesini bekliyoruz. Kamuda çalışan taşeron işçilere asıl iş, yardımcı iş ayrımı yapılmadan kadro verilmesini ümit ediyoruz. Asgari ücretin artacak olması da bizler için sevindirici gelişmedir." dedi. Geçtiğimiz günlerde beraberindeki sendika temsilcileriyle birlikte Ankara'ya çıkarma yapan HAK–İŞ Konfederasyonu’na bağlı Öz Büro İş ve Öz Sağlık İş Sendikası Kahramanmaraş İl Temsilcisi Murat Arifoğlu, meclis ziyaretin ardından sendika faaliyetleriyle ilgili gazetemize açıklamalarda bulundu. Bir süredir görüşülen Toplu İş Sözleşmeleri görüşmelerinin bir an önce sonuca bağlanması gerektiğini kaydeden Arifoğlu, işçilerin idari, mali ve sosyal birçok hakka sahip olacağını belirtti. Taşeron işçilerin göz ardı edilmediğini, Hükümete bu konuda güvendiklerini aktaran Arifoğlu: "Hükümetimize inanıyor ve güveniyoruz, taşeron işçilerin göz ardı edilmediğini görüyoruz. Bizler; tek amaçları açlık sınırı altında yaşamamak olan ve yarınlara daha güvenle bakmak isteyen kişileriz. Eylül 2014'de çıkan torba yasayla bazı haklarımız verildi; mesela sendikalı olma hakkı. Bugün bu sayede hakkımızı arayabiliyoruz. Ayrıca uzun süredir sonuçlandırılamayan Toplu İş Sözleşmeleri görüşmelerinin de en kısa sürede sonuçlandırılacağına inanıyoruz. Toplu İş Sözleşmelerinin yapılmasıyla idari, mali ve sosyal birçok hakka sahip olunacaktır. İşçilerin ekonomik ve sosyal olarak huzurlu çalışması işine, ailesine ve ekonomiye olumlu olarak yansıyacaktır." diye konuştu. Geçtiğimiz günlerde Ankara'da Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal başta olmak üzere birçok milletvekilline ziyarette bulunarak sorunlarla ilgili dosya sunduklarını anımsatan Arifoğlu şöyle konuştu: "Öz Büro İş ve Öz Sağlık İş Sendikaları Genel Merkez yöneticilerimiz de başta Genel Başkanlarımız olmak üzere, taşeron işçilerin kadroya geçebilmeleri ve toplu sözleşmelerin bir an önce sonuçlandırılabilmesi için büyük mücadele vermektedirler. Bizlerde Kahramanmaraş teşkilatı olarak elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Geçtiğimiz günlerde Ankara’da bazı ziyaret ve görüşmelerde bulunduk. Başta Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mahir Ünal Bey olmak üzere Kahramanmaraş Milletvekillerimizin tamamına, bazı Bakanlarımıza ve Milletvekillerine sorunlarımızı ve beklentilerimizi anlattığımız birer dosya sunduk. İnşallah emeğimizin karşılığını da göreceğimize inanıyoruz."
Arifoğlu: Bir olursak başarabiliriz
Sorunların, birlik ve beraberlik içerisinde hareket edilerek çözüleceğini dile getiren Arifoğlu: "Bu mücadele de taşeron işçi kardeşlerimizin bizi yalnız bırakmamalarını istiyoruz. Sadece Sendikaya üye olmakla kalmayacağız, herkes elinden geleni yapmalı. Bir olursak, biz olursak başarabiliriz. Ayrıca taşeronun derdi derdimizdir diyerek bizleri savunan ve büyük mücadele veren HAK-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Sayın Mahmut Arslan beye arkadaşlarım adına teşekkür ederim." ifadelerini kullandı.
Eğitimde başarı artarak devam etmeli!
Eğitim Bir Sen Kahramanmaraş 1 Nolu Şube Başkanı Abdülaziz Aydın, Merkezi sınavlarda (TEOG-LYS) gösterilen başarıların artarak devam etmesi gerektiğini belirterek; açılan yetiştirme kurslarının ve bu kurslara katılan öğrenci sayısının artırılarak, yapılacak ortak sınavlarla öğrenci başarı grafiğinin yakından takip edilmesinin şart olduğunu söyledi. Yeni derslikler yapılarak; taşımalı eğitim ve birleştirilmiş sınıflı okulların mümkün olduğunca azaltılması gerektiğine dikkat çeken Aydın, “Bütün kademelerde normal eğitime geçiş hedeflenmeli. Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasıyla had safhaya çıkan lise öğrencilerinin barınma ihtiyacının karşılanabilmesi için yurt ve pansiyonlar yapılmalı. Milli ve Manevi değerlerin aktarılması için uygulanan projeler desteklenerek; öze dönük, zengin bir içerikle faaliyetlere devam edilmeli. FATİH Projesi kapsamında akıllı tahta kurulumu ve tablet dağıtımı henüz tamamlanmayan okullarımızın eksiklikleri giderilmeli. Eğitim-öğretim faaliyetlerinin daha nitelikli yapılması, öğrencilerimizin daha donanımlı bireyler olarak yetişmesi için meslek liseleri başta olmak üzere bütün okullarımızda atölye, laboratuvar, kütüphane sayıları artırılmalı” şeklinde konuştu.
Sönmez: Türkiye’de taşeron olmak çok zor!
Güvenlik-İş Sendikası Kahramanmaraş İl Temsilcisi Bekir Sönmez, Türkiye’de taşeron işçi olmanın zorluklarına değinerek; taşeronluk sisteminin ortadan kaldırılması için verilen sözlerin tutulması gerektiğini dile getirdi. Sönmez, taşeron işçilikle ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Biz emekçilere, işçilere, taşeron işçilere herkes sormaz yeni yıldan beklentimizi, soramaz aslında korkarlar çünkü korkutacak kadardır beklediklerimiz. O kadar adaletsizlik vardır ki hayatımızda sadece adalet dilesek boğulacak birçok insan vardır sözlerimiz altında. Bize beklentilerimizi soranlar da bizim gibidir, cesurdur, emekçidir, işçidir. Türkiye’de beklenti çok, çalışmak zor, hele de taşeron olmak çok zor, hele bir de özel güvenlik görevlisiyseniz çok çok zor. Çünkü özel güvenlik görevlisi her şeyin ilkidir. Görev yaptığınız yerin ilk adamı sizsinizdir. İlklerle hep siz karşılaşırsınız, her şeyi ilk siz görürsünüz. İlk azarı siz yersiniz mesainin ilk dakikalarında, sinirli gelen amirden, müdürden. İlk küfrü siz yersiniz çalıştığınız yere kızan vatandaştan. Ya sabır… İlk tepkiyi hep siz alırsınız, gerektiğinde siper olursunuz çalıştığınız yerin camlarına ilk taşı siz yersiniz, sinirli geleni yatıştırır, yanlış geleni düzeltir, soru soranı cevaplar, bayılanı ayıltır. İlk olmak zordur, görev yerinizin aynasısınızdır, siz nasılsanız çalıştığınız yer de öyle değerlendirilir. Kompleksli çalışanlar sizin üzerinizde egosunu tatmin etmeye çalışır, ya sabır dersiniz, bulaşma boş ver ekmek parası… Şirket düşkünü amirler de cabası. Kanunen sendikalı olabildiği halde, sendikalı olmaları engellenmek istenilen ilk meslek grubu. Kanunu, yasası boş olan ilk meslek grubudur özel güvenlik. Duruma göre herkesle bir tutulur, duruma göre yok ya olur mu siz özel güvenliksiniz! Oturarak para alan ilk meslek. Kimin çalışanı olduğu belli olmayan ilk meslek. Tabi ki bunlar deve de kulak. Son yıllarda Allah dualarımızı kabul etti, bir cesaret verdi de birkaç yürekli insan çıktı dernekler, sendikalar kurdu da sesimiz oldu, çığlığımız oldu, haklar bilinir, haklar alınır oldu.” İnsanın haksızlığa tahammülü yok ise, “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” sözünü şiar edindi ise ve görevi de hak mücadelesi ise sorulan soru ne olursa olsun tüm cevapların aynı olduğunu kaydeden Sönmez, şunları söyledi: “Tüm haksızlıklar bitene kadar da ne sorulursa cevap aynı olacak. Mücadelemiz tek bir sorun kalmayana kadar devam edecektir. 2016 yılı inşallah; adaletin şaşmadığı, tamamen örgütlenmiş meslek gruplarının olduğu, taşeron denilen modern köleliğin bittiği, özgür, haklarını almış işçilerin olduğu, kanunu düzenlenmiş ve artık bir meslek sınıfına girmiş, canını ortaya koyarak yaptığı işe değecek bir ücret almış, hakkını arıyor diye işten kovulmamış, mahkemeye gitmesin diye tehdit edilmemiş özel güvenlik görevlileri ile dolu bir yıl olması dileklerimizle.”
Eğitim uzun soluklu bir iştir!
Sık sık değiştirilen eğitim sisteminin, öğrencilere faydasından çok zararının dokunduğunu aktaran Eğitim Sen Kahramanmaraş Şube Başkanı İsmail Tekardıç, eğitim sistemi ile ilgili şunları ifade etti: “2015 ve daha önceki yıllarda mevcut olan bir takım sorunları eğitimci gözüyle her şeyden önce tespit etmek gerekiyor. Eğitim açısından üniversitelere öğrenci yerleştirme bakımında pek iyi bir karnemiz maalesef yok. Ulusal veya uluslararası bilimsel olarak ortaya koyduğumuz elle tutulur bir proje üretemiyoruz. İstenilen modernde Milli Eğitim temel hedeflere uygun bir nesil yetişmiyor. Tabi bu sorunlar daha da çoğalmak mümkün ancak bunlarla ilgili bir çözüm oluşturmakta bizim görevimiz sorunları sıralayıp kenara çekilmek olmaz. Her şeyden önce eğer siz bir eğitim sistemini benimseyip bilimsel olarak buna onay vermişseniz; tutarlı olacaksınız. İktidara göre, bakanlara göre sistem değiştiremezsiniz. Çünkü eğitim uzun soluklu bir iştir. Ama maalesef bırakın iktidarı, aynı iktidarın bakanları arasında bile sistem değişikliği yapılıyor. Lise 1. Sınıfta başlayan bir öğrenci liseyi bitirene kadar birkaç eğitim sisteminin çarkı arasında eziliyor. Hemen hemen her yıl ÖSYM sınav sisteminde değişikleri pervasızca yapılabiliyor. Bir örnek verecek olursak liselerde kredili sistem büyük bir hevesle uygulanmaya kondu; ama sonuç fiyasko. Demek ki birinci unsur; sistemle olur olmaz oynamamak gerekiyor.”
Öğrencilerin yetenekleri ortaya çıkartılmalı!
Birçok öğrencinin yeteneğini, ortaya çıkaramadıklarını bildiren Başkan Tekardıç, şu açıklamalarda bulundu: “O yetenek o zekâ keşfedilmeden kaybolup gidiyor. Biz sadece başarıyı akademik başarı olarak algılıyoruz. Çünkü sistem bizi bu hale getirmiş. Özellikle kırsal kesimlerde başarılı olan öğrencilerimize olanak sağlayamıyoruz. En basitinden gelip Maraş’ta iyi bir lisede eğitim görmesi için barınma sorununu gideremiyoruz. İşte bunlara 2016’da eğitim açısından çözüm bulmak; bu tür zeki çocuklar için bana göre özel okullar açılmalı ve her türlü ihtiyaçlarını devlet tarafından karşılanmak yani ülkemizde beyin yetişmeli buralarda. Bir diğer çözüm önerimiz şudur ki gerek eğitim gerek idareci gerekse öğrenci sabah okula geliyor. Ders biter bitmez bu üçlü okuldan ayrılıyor. İlişkiler kesiliyor. Halbuki eğitim sabah 08.00 de başlayıp zaman en az 16.00 kadar devam etmeli. Öğretmen, öğrenci idareci dersi bitse bile okulda olmalı öğrencilerin daha iyi yetişmesi için akademik ve kişisel başarılar için çalışma yapılmalıdır.”
Tekardıç, Devlet okullarına gereken önem verilmeli!
2016 yılında devlet okullarına gereken önem verilmesi gerektiğini söyleyen Tekardıç, devlet okullarıyla ilgili sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu şunun için söylüyorum: Sanki devlet, eğitim işlerinden elini çekecekmiş gibi bir hava var. Bu kadar özel okulların, liselerin açılması hayra alamet değil. Maddi durumu biraz iyi olan devletin verdiği maddi desteği kendi maddi gücünü katarak çocuğunu özel okullarda okutabiliyor. Ancak bunun dörtte birini yapar. Peki kalan dörtte üç, bu ülkenin vatandaşı değil mi? Devlet her öğrenciye özel okula gittiği zaman 3 bin liraya yakın yardımda bulunuyor. Bu paraların, devlet okulları için harcandığı düşünün her bir okulumuz abartmıyorum Oxford kalitesinde olur. Son olarak şunu dile getirmek istiyorum. Okulda öğretmenler, idareciler sadece eğitim ile uğraşmıyorlar. Okulun camı, tadilatı, boyası personel işleri yazışmalar… Bunları eğitimcilere yıkmayın. Yani bizim işimiz özellikle idarecilerin işi eğitim olsun bürokratik işleri başka kadrolar yapsın. Bakın eğitim nasıl ilerleme sağlayacak. Eğitimde daha iyi bir 2016 yılı temenniyle saygı ve sevgilerimizi sunuyoruz.”
Devlet Otoritesi her yerde tesis edilmeli!
Geçtiğimiz yıl içerisinde ülke genelinde beliren güvensizlik ortamının 2016 yılında ortadan kaldırılması gerektiğine işaret eden Kamu Çalışanları Hak Sendikaları Konfederasyonu HAKSEN İl Başkanı Fahri Kurt, devlet otoritesinin her yerde tesis edilmesinin önemine vurgu yaparak şunları aktardı: “Ülkemizdeki terör olaylarının bitmesi, güvenliğin ve devlet otoritesinin her yerde tesis edilmesi ilk arzumuzdur. Ülkemizin iç savaş ve bölünme gibi kaygılarının ortadan kalması dileğimizdir. Ülkemizdeki Suriyeli mültecilere bir çözüm bulunması gerekir. Suriye’deki savaş her yönü ile bizi doğrudan etkilemektedir. Musul-Kerkük ve Bayırbucak Türkleri yalınız bırakılmamalıdır. Suriye ateşinden uzak durmamız gerekir. Çünkü savaş felakettir. Ekonomik yatırımlara önem verilmelidir. Emekli ve çalışanların milli gelirden aldıkları pay yükseltilmelidir. Kamudaki lüks ve israftan, araba saltanatı gibi kaçınılmalıdır. Şehrimizin grup köy yolları, Dönüklü gibi ve Kayseri, Antep, Adana gibi şehirlerarası yolların işlerinin bitirilmesi elzem görünmektedir. Yönetimde herkesi kucaklayan, kuşatan, eşit değer veren, kimseyi ötelemeyen, yaftalamayan bir yaklaşımın gösterilmesi de önemli bir husustur. Güçlü yönetim ancak adaletle uzun ömürlü olabilir.”
Kurt: Paralel yapının varlıklarına son verilmeli!
Devlet içindeki paralel yapıların, çeşit ad ve gruplar altında faaliyetlerini gizliden gizliye yürüttüklerini açıklayan Kurt, paralel yapıyla ilgili şu paylaşımlarda bulundu: “Devlet içindeki paralel yapılar, değişik organize hareketlerle, örneğin vakıf gibi yapılanmalarla varlıklarını saklanarak devam ettirmeye çalışmaktadırlar. Bunlar milletten aldıkları yardımlarla, devletten gördükleri desteklerle, sosyal ve ekonomik yönden güçlenerek siyaseti ve bürokrasiyi etkilemeye çalışmaktadırlar. Bu durum bazı şehirlerde yönetimin vesayet altına alınmasını doğurmaktadır. Sivil toplum kuruluşlarını güçlendirelim derken, devlet içinde devletçiklerin de oluşmasına, gölge yönetimlerin de zuhur etmesine fırsat verilmemesi gerekmektedir. Yeni yılda dağdaki terör kadar şehirlerdeki bu legal görünümlü, bazen dini maske altında illegal yapılanmalarla da mücadele edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Yeni yılın Ülkemize, Türk ve Müslüman âlemine, insanlık âlemine barış, güven, huzur getirmesini dilerim. Geçen yılı terör olayları ve şehit haberleriyle geçirdik. En son genel seçimler öncesi Ankara Garı’nda patlayan yüzden fazla insanımızın ölmesine neden olan, intihar saldırısı halkımızda infial uyandırdı. Terör olayları hala doğuda devleti uğraştırmaya devam etmektedir. Diyarbakır ve Silopi’den sağlık ve eğitim çalışanlarının ayrılması, terörün bir kısım doğu illerinde zemin kazandığını göstermektedir. Teröristlerle dağda mücadele etmek daha kolaydı. Şimdi şehirlere indiler, adeta gölge devlet kurmuşlar gibi bir manzara var. Vergi toplama, polis teşkilatı kurma, yargı organları oluşturma gibi basından duyduğumuz haberler kaygı verici niteliktedir.” Yıl boyunca Suriyeli mültecilerin ülkemize ve Avrupa’ya kaçışının sürdüğünü ifade eden Başkan Kurt, “Ülkemize sığınan İki buçuk milyon Suriyeli mülteci, ülkemiz ekonomisine 7,5 milyar dolar yük getirdi. Mültecileri Türkiye’de tutma karşılığında bu yükün birazını Avrupalı devletlerin üstleneceği yönündeki gelişmeleri de merakla takip etmekteyiz. Yine Suriye’deki Süleyman Şah Türbesinin de Türkiye Sınırına yakın bir noktaya taşınması da hepimize, ‘neler oluyor’ sorusunu sormaya sevk etti. Kaçmanın sonu olmaz. Anıtkabir’i taşımak tuhafıma gitmişti şahsen. Son günler hava sahamızı ihlal eden Rus Uçağının düşürülmesi de dünya gündemini meşgul etti. Bu olay Türki cumhuriyetlerinde ve dünya Türklerinde özgüven doğurdu. Ancak Türkiye Rus ilişkilerini de yeni bir dönemece getirmiş oldu. Ülkemizi savaşın içine çekme provokasyonlarına da dikkat etmek gerekir. Ülkemiz geçen yıl içinde iki seçim geçirdi. Son seçim bir milyar dolara mal oldu. Her seçim devlet bütçesinin delinmesi demektir. Ancak tek parti hükümeti istikrar için gerekli görüldü ve halkın yarısının desteği ile iktidar güven tazeledi. Bu alınan oylar, birçok vaatleri de beraberinde getirdi. Geniş bir yelpazede ele alınan seçim vaatlerinin ne kadarının gerçekleşebileceği ise zamana bağlıdır” ifadelerine yer verdi.
Fahri Kurt: Cumhurbaşkanlığı sarayı yeni Türkiye’nin vizyonu!
Cumhurbaşkanlığı sarayının yapılmasının, geçen yılın en önemli tartışma konularından biri olduğuna vurgu yapan HAKSEN Kahramanmaraş İl Başkanı Fahri Kurt, sözlerine şöyle devam etti: “Saray yeni Türkiye’nin vizyonu olarak yapıldı. Lüks ve israf mı değil mi, bu soruya seçimlerde verilen oylar cevap verdi. Ancak ülkemizin ekonomik kaynaklarının daha verimli yatırımlara teksif edilmesi gerektiğine inanmaktayım. Eğitim ve sağlıkta yeni bir şey olmadı. Sağlıkta çalışanlar üzerinden yeşil kartlı ve diğer tembel kesimlerin sağlık giderlerinin finanse edilmesi yönündeki uygulamalarını adil bulmuyoruz. Her vatandaşın kendi sağlık giderini karşılamak için sağlık sigortasına katkı yapması gerekir. Eğitimde mecburi eğitimin getirdiği bir kısım sorunlar çözülmeye, aşılmaya çalışıldı. Okulların fiziki kapasiteleri iyileştirildi. Okul ve derslik ihtiyacı yeterince çözülmeye çalışıldı. Ancak eğitimin asıl unsuru öğretmenlerin özlük haklarında hiçbir gelişme olmadı. Maaşlar ve ücretler yerinde saydı. Hatta ekonomik hareketlerle(faiz, döviz, borsa gibi) maaşlar yüzde otuza yakın eridi. Fiyatlar arttı. Yeni yılda memur maaşlarına yapılacak zamlar şimdiden eridi bile.”








YORUMLAR