“Tek hayalim müze açmak”

“Tek hayalim müze açmak”

Yıllardır Kahramanmaraş’ta antikacılık yapan Cahit Altıgöz artık tek hayali olan Etnoğrafya Müzesi’nin açılmasını istiyor. Altıgöz, “Ben elimdeki antika ürünleri satarak müze açacak bir yer elbette alırım

10 Temmuz 2015 - 00:34

Yıllardır Kahramanmaraş’ta antikacılık yapan Cahit Altıgöz artık tek hayali olan Etnoğrafya Müzesi’nin açılmasını istiyor. Altıgöz, “Ben elimdeki antika ürünleri satarak müze açacak bir yer elbette alırım. Ancak bu kez de sergileyecek ürün kalmayacak elimizde. O yüzden belediyeden değil ama işadamlarımızdan Kahramanmaraş için bir müze yeri istiyorum. Ürün konusunda hiçbir sıkıntımız olmayacak. Malzemelerimizin üçte birini hibe etmek istiyorum, üçte ikisini değerlendirip, bir kısmı benim yadigarım olan bir müze yapmak istiyorum” dedi.

 

Kadir İnanır’ın başrolünü oynadığı İpsiz Recep ve bir dönemin izlenme rekorları kıran Hanımın Çiftliği gibi birçok dönem dizilerine yaptığı nostaljik ürün katkılarıyla bilinen Kahramanmaraşlı antikacı Cahit Altıgöz, kente ciddi anlamda bir etnoğrafya müzesinin açılması gerektiğini söyledi.

 

“ANTİKALAR SON DÖNEMİNİ YAŞIYOR”

“Antikalar son dönemini yaşıyor desem yeridir. Malzeme artık bulunmuyor” diyen antikacı, “Biz şu an elimizdeki ürünleri tüketiyoruz. Ama ciddi şekilde araştırmaya da devam ediyoruz” diyerek, Kahramanmaraş’a gerçek anlamda bir etnoğrafya müzesinin şart olduğuna vurgu yaptı. Kentte etnoğrafya müzesi olarak geçen yerlerde sergilenen ürünlerin fotoğraf karesinden çıkmış gibi yeni ürünler olduğuna dikkat çeken Altıgöz, “Oralara fotoğraf karesinden çıkmış gibi değil yaşanmışlığı olan ürünleri koymak gerek. Yırtık, kırık, dökük olacak. Şu anki Etnoğrafya Müzesi’nde bir şey yok. Onların hepsi yeni. Bakırcılar Çarşısından alınmış, yeni kazan koyulmuş. Gelseler bizden isteselerdi bizde eskisi var, orjinal olanı, yaşanmışlığı olanı var. Namaz kıla kıla dizlerinin geldiği yerler yırtık olan seccadeler var. Fotoğraftan çıkmış gibi olmayacak. Yorgun olacak. Konsol koymuşlar yeni. Gelsinler biz eskisini verelim. Kapıdan giren bir insan yaşanmışlığı hissetmeli” dedi.

 

“MÜZE AÇACAK KADAR MALZEMEM VAR”

Nostaljik ürün satışını sadece meslek olarak yapmayan Altıgöz, nostaljik eşyalarla yaşamayı hayatının her alanına yaymış durumda. 70’li, 80’li yılların araçlarına biniyor, nostaljik eşyaları kullanıyor. “Ben bu işin ticaretin değil yaşanmışlığı peşindeyim” diyen Altıgöz, o yaşanmışlığı hayalindeki müzeyle devam ettirmek istiyor. Gaziantep’te özel bir müzenin hissedarı olan antikacı, “Kahramanmaraş’ta topladığım ürünleri orada teşhir ediyorum. Maalesef Kahramanmaraş’ta bir özel müzemiz yok. Biz kentimizde özel bir müze istiyoruz. Bende şu an etnoğrafya müzesi açacak hazır malzeme var. Kahramanmaraş’taki sosyal yaşamı anlatacak malzeme var ama mekan yok. Malzemeyi satıp mekan satın almayı düşünüyorum ama bu kez de malzeme olmayacak.  Malzemelerimizin üçte birini hibe etmek istiyorum, üçte ikisini değerlendirip, bir kısmı benim yadigarım olan bir müze yapmak istiyorum” diye konuştu. 

 

“ÜRÜNLERİN KENTİMİZDE KALMASINI İSTİYORUM”

Çekimleri Kahramanmaraş’ta yapılan ve Kahramanmaraşlı şair ve yazarların hayat hikayelerini anlatan Yedi Güzel Adam dizisinin bütün nostaljik ürünlerini kendilerinin karşıladıklarını ifade eden Altıgöz, ürünlerin İstanbul’dan istendiğini belirtti. “Yedi Güzel Adam’ın ürünlerini çekeceğiz” diyen antikacı, ürünlerin Maraş’ta kalmasını istediğini belirterek şöyle devam etti; “İstanbul’dan talep oldu müze için ürün istiyorlar bizden. Şu an versem hepsini alacaklar. Ancak ben ürünlerin kentimizde kalmasını istiyorum. Ama bunun için de destek lazım.”

 

EN ÇOK GRAMOFON SATILIYOR

23 yıldır hobi olarak topladığı antika ürünler ile 8 yıldır ticaret yapan Altıgöz, “Önce hobi olarak topluyordum. 8 sene önce kendiliğinden mesleğe dönüştü ve kendi içinden bir sektör doğdu” dedi. Antikayla uğraştığı seneler içerisinde Kahramanmaraş’ın antikaya olan ilgisini gözlemleyen Altıgöz, hemşehrilerinde ilginin ürünleri gördüğü zaman oluştuğunu söyledi. Altıgöz, “Maraş’ta antikaya rağbet, insanlar gördüğü zaman oluşuyor. Ama bizim gibi köy köy, ilçe ilçe, şehir şehir dolaşmıyorlar. Bir restoranda, bir pastanede gördükleri zaman ilgi duyuyorlar. Kahramanmaraş’ta antikaya ilgi yavaş yavaş oluştu. Buraya gelip antika ürün alıp giden de var” dedi. Son dönemlerde yapılan dizi ve sinema filmlerinden kaynaklanan bir sebeple artış olduğunu dile getiren antikacı, özellikle gençlerin plak ve plak çalarlara, gramofon gibi müzik aletlerine özel rağbet gösterdiğini ifade etti. Yeni neslin nostaljiye meraklı olduğunu vurgulayan Altıgöz, “En çok satılan ürünler gramofon. Bu günlerde en fazla gramofon gidiyor. Plak ve plak çalar, bakır gereçler, tüfekler, kilimler ağırlıklı olarak satılıyor. Eski kefeli zincirli teraziler yine çok satılıyor. Plak ve müzik grubunu yeni nesil çok alıyor. Gramofonun çok merak ediyorlar. Yeni nesil nostaljiye çok meraklı” ifadelerine yer verdi.

 

“BELEDİYEDEN DEĞİL İŞ ADAMLARINDAN BEKLİYORUM”

Antika işinin ticari yönünden çok yaşanmışlığının peşinde olduğunu belirten Altıgöz, “Bu işin bana getirisinden çok götürüsü var ama uğraştıkça dinleniyorum ben. Mutlu oluyorum. Herkes yeniye gidiyor ben geriye gidiyorum. Bindiğim arabalar eski. 70’li, 80’li yılların araçlarına biniyorum. Bindiğim motor eski. Nostalji benim hayatımın içinde. Bir tek evim yeni” diyerek Kahramanmaraş’a sihirli bir el değmesi gerektiğini dile getirdi. Altıgöz, “Kahramanmaraş’a bir sihirli el değmeli. O el değmezse sadece teknoloji ve modernizasyon olacak ama doğallık olmayacak. Yok olacak. Doğallık gidiyor şu an. Her şeyi belediyeden beklemek de yanlış. İş adamları bir araya gelsin ve bir etnoğrafya müzesi açalım” diye konuştu.

 

ZEYTİN ACARI

 

Bir antikacı olarak benim bunca ürünler arasında en çok hoşuma giden Zeytin Tüfekleri. Yaprak kundak, el emeği göz nuru tüfekler bunlar. Şu an yapan usta da kalmadı. Onları da hep dışardan satın alıyorum. Zeytin bölgesinde yapılan, zeytin acarı adlandırılan tüfek bu. Bu tüfekleri Maraşlı tamamen el emeğiyle yapıyordu. Bu 140 senelik bir tüfek. Demirin çeliğinden dolayı bu daha uzağa net atış yapmasından dolayı çok kıymetlidir.

 

LOV

Eskiden evlerin hepsi toprak olurdu. Toprak damdan evin içine su sızmasın diye dam lovlanırdı. Kahramanmaraş’ta meşhurdur dam lovlamak. İnsanlığın nereden nereye geldiğini gösteriyor bu durum. Çok modern ve refah yaşıyoruz ama huzurumuzun olmadığı bir dönemde yaşıyoruz. Her şey var huzur yok.

 

GAZ OCAĞI

Kocası aksiymiş. Yemek yaparken gaz ocağının gözenekleri tıkanırmış. Yemek pişirmekte zorlanınca kocası kavga etmesin diye aşağıda ateş yakar yemeğini orada pişirirmiş. Başa dönüyoruz. Yiyeceklerde başladık. Organik ürünler çıktı. Yaşamda da buna geçmeye başladık. İnsanlar artık doğallık arıyor. Öze dönüş başladı. O yüzden bu gaz ocağının hikayesi benim için çok önemli.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x