Teknolojinin esiri olduk!

Teknolojinin esiri olduk!

Psikolog Oya Limoncu Birsen, hayatımızda kullandığımız teknolojinin, artık insanları esir alma boyutuna geldiğini söyledi.

08 Aralık 2015 - 08:55

Hayatımızı kolaylaştırması için hayatımızın her alanında kullandığımız teknoloji neredeyse bizi esir aldı. Artık yan yana yürüyen insanlar bile konuşmak yerine teknolojiyi kullanarak haberleşiyor. Teknolojinin, günümüzde geldiği boyutu gazetemize değerlendiren Kahramanmaraş Halk sağlığı Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi Psikologlarından Oya Limoncu Birsen, eskiden teknolojinin, insan hayatının bir parçası olduğunu ama günümüzde insan hayatının teknolojinin bir parçası olduğunu belirtti.

Teknoloji bağımlılığının, son 10 yılda özellikle üzerinde durulan bir konu olduğunu ve bu konuda artan bir hassasiyetle araştırmalar yapıldığını kaydeden Birsen, “Teknoloji bağımlılığı diğer kimyasal bağımlılıklar gibi yani madde bağımlılıkları gibi bağımlılık olarak sayılmıyor ama daha çok aileler ve toplum tarafından, bir alışkanlık gözüyle bakılıyor ve bu alışkanlığın giderek arttığını fark ediyoruz. Güney Kore örneklerinde olduğu gibi teknoloji bağımlılığı, bağımlılık süreçlerinin aynısını takip ediyor. Teknolojiyi, insanlar kullanmadan duramıyorlar. Yokluğunu hissediyorlar.

Ulaşamadıklarında, yoksunluk sendromu gösteriyorlar. Yapılan araştırmalarda bunlara eylemsel alışkanlıklar adı veriliyor” dedi. Bağımlılığın aynı zamanda kimyasal ve fiziksel bir reaksiyon olduğunu vurgulayan Psikolog Birsen, “İnsan bedeninde bir bağımlılık olarak başladığında, bunun bir irade dışı mekanizması var. Nöroloji olarak bakıldığında vücudumuzdaki algı merkezinin, bağımlılık merkezinin değiştiğini fark ediyoruz ve madde bağımlılığındaki yoksunluğun aynı şekilde eylemsel bağımlılıkta da yaşandığını görüyoruz. Eylemsel bağımlılıklarda teknoloji bağımlılığı kumar cinsellik ve alışveriş tutkusu var. Şöyle bir baktığımızda; kumar, çok ulaşılabilir değil. Herkes oynayamaz diye düşünüyoruz. Cinsellikten ne anlaşıldı çok belli olmuyor. Bunun içinde yine en belirgin olanı teknoloji bağımlılık. Çünkü çocuklarımız, sürekli bilgisayar başında olmak istiyorlar. Eylemsel bağımlılıklar, aslında bunların hepsi hemen hemen teknoloji ile alakalı” şeklinde konuştu.

 

Birsen: İnternette herkes için bir şey var

Eylemsel bağımlılıkların, teknolojinin bize verdiği avantajlarla evimize girdiğini belirten Birsen, insanlardaki kumar alışkanlığının teknolojiyle beraber adının değiştiğini dile getirerek şöyle konuştu: “İnternette herkes için bir şeyler var. Mesela oyun siteleri var. Paralı oyun siteleri var. İddia mekanizmaları ve şans oyunları var. Bir yere gidip bunları oynamak varken şimdi internetin başında herhangi bir şans oyununu oynayabiliyoruz. İnternete baktığınızda; bir kumarhanede bulabileceğimiz her türlü oyunu bulabiliyoruz. Şu anda literatür olarak çalışılmaları çok başlanmadı ama kumar alışkanlığının yani kumar bağımlılığının giderek artacak söyleniyor. İşte İnsanların, alışveriş yapmak için çarşıya ya da pazara gitmesine gerek kalmadı. İnternet sitelerinden yine alışverişlerini yapıyorlar. Cep telefonlarına gelen markaların kampanyaları, sundukları indirimler, vatandaşları harekete geçiriyor. Teknolojiyi kullanarak alışveriş yapıyoruz. Artık günümüzde insanların tüm zamanını; bilgisayarın, telefonun veya internetin başında, televizyonun başında geçirdiğini görüyoruz. Ve bunu yaşıyoruz.” Teknoloji deyince akıllara medya araçlarının geldiğini bildiren Birsen, “Bunun içinde televizyon, internet, bilgisayar, cep telefonları araçları sayabiliriz. Eskiden yetişkinleri de çocukları da televizyonun önünden kaldıramazdık. Şimdi ellerindeki telefonlardan, masaüstündeki bilgisayarlardan ve tabletlerden kaldıramıyoruz. Aslında teknoloji, ilerlemek için son derece yararlı bir materyal! Şu anki doğan çocukları, teknolojiden bağımsız ve uzak tutarak yetiştirmek imkânsız bir şey. Çünkü böyle bir dünyanın içinde doğdular. Biz de böyle bir dünyanın içinde doğmadığımız halde nimetlerinden sonsuz şekilde faydalanmak istiyoruz” diye konuştu.

 

Sanal dünya önceliğimiz oldu!

Artık insanlar için sanal bir dünya oluştuğunu ve bu sanal dünyanın gerçek hayatın da önüne geçtiğine vurgu yapan Psikolog Birsen, şu ifadelere yer verdi: “İnsanlar, gerçek hayattan daha çok koparak bu sanal dünyada yaşar hale geldi. Tabii bu durum gerçek yaşamı da etkiliyor. Bu etki nasıl oluyor? İnsanlar, çok fazla teknoloji başında vakit geçirdiği için yaşamayı bir kenara bırakıyorlar. Yani daha az diyalog kuruyorlar. Daha az insanla görüşüyorlar. İnsanlarla daha az paylaşımda bulunuyorlar. Artık neredeyse gerçek hayatın yerini sanal alem aldı. Mesela bir elbise alacağınız zaman bir arkadaşınıza soruyorsunuz. Deniyorsunuz elbiseyi. Yani orada birileriyle bir diyalog içine giriyorsunuz. Ama sanal alemde böyle bir şey söz konusu değil. Aslında sanal alemde harcadığınız vakit; gerçek dünyada arkadaşlarımızdan çaldığımız vakit oluyor. Gerçek hayatta insanlarla bir sosyal iletişime giriyorsunuz. Gerekirse pazarlık yapıyorsunuz. Sosyal bir yaşam örüntüsüdür, alışveriş yapmak. Biz, depresyonda olan hastalarımıza küçük alışverişler öneririz. Küçük ufak bir market alışverişini öneririz. İnsanların dikkatini dağıtmasını isteriz. Kısacası insanların arasına karışmasını isteriz. Fakat bu sanal alemdeki alışveriş, bunu tamamen ortadan kaldırıyor.” 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
KSÜ’nün Yeni Rektörü Tokatlı Prof. Dr. Mahmut Ak Oldu
KSÜ’nün Yeni Rektörü Tokatlı Prof. Dr. Mahmut Ak Oldu