Unutkanlık deyip geçmeyin!

Unutkanlık deyip geçmeyin!

Kahramanmaraş Geriatrik Hastalıklar Derneği Başkanı Nöroloji Uzmani Dr. Binnur Başdemir Özkar, “Hepimizin günlük hayatta her an yaşadığımız Unutkanlık hafızamızda var olduğunu düşündüğümüz ve bilgiyi hatırlamamak olarak tanımlanır” dedi.

22 Ocak 2015 - 17:56

Kahramanmaraş Geriatrik Hastalıklar Derneği Başkanı ve Özel Megapark Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Binnur Başdemir Özkar, Gündelik hayatımızda hemen hemen hepimizin yaşadığı unutkanlık aslında hafızamızda var ama hafızamızda olan bilgiyi hatırlamamak olarak tanımlanmaktadır diyerek şöyle konuştu: “Unutkanlık insan hayatında yapması gereken bazı şeyleri engellemektedir. Mesela; Cep telefonunu evde bırakmak, ya da yakın bir arkadaşın doğum gününü atlamak gibi durumlar can sıkıcı ama bu tip unutkanlıklar herkesin başına gelir.

Ancak benzer unutkanlıklar üst üste ve çok sık olmaya başladığında, hele bir de orta yaşlar geçilmişse, unutkanlık can sıkıcı olduğu kadar da endişe verici bir hal alır. Hemen Alzheimer ve benzeri hastalıklar akla gelmeye başlar. Oysa unutkanlığın son derece olağan ve kolayca çözüm bulunabilecek nedenleri de vardır. Dolayısıyla paniğe kapılmadan önce, unutkanlığın basit nedenlerini öğrenmekte fayda vardır.

Gençlerde de görülebilen unutkanlık probleminde unutma yerine hatırlayamama, dikkat eksikliği, konsantrasyon güçlüğü ve kavramlarını kullanmanmak daha dogru olacaktır. Örneğin günümüz şehir ve çalışma hayatının getirdiği stres, depresyon, gerginlik beyin işlevlerinden dikkat toparlama ve yöneltmeyi bozarak unutkanlık yapar.

Buna karşın bazı vitamin eksiklikleri, guatr hastalıkları, beyin tümörleri, beyin damarındaki tıkanmalar, beyin kanamaları, MS ve daha birçok hastalık da kendisini unutkanlıkla gösterir. Sonuç olarak devam eden bir unutkanlık tıbbi olarak araştırılmayı hak eden bir bulgudur.”

 

GÖZ ARDI EDİLEN NEDENLER

Dr. Başdemir Özkar, unutkanlığın başlıca nedenlerini şöyle sıraladı: “Unutkanlığın belki de en çok göz ardı edilen nedenlerinden birincisi uykusuzluktur. Yeterince uyuyamamak, gece vücudu ve beyni yeterince dinlendirememek gün içinde kaygılı bir ruh haline ve bununla birlikte unutkanlığa neden olabilir.

Kullanılan ilaçlar, Sakinleştiriciler, antidepresanlar ya da bazı tansiyon ilaçları gibi sürekli kullanılan ilaçların dikkat dağınıklığına veya kafa karışıklığına neden olması mümkündür. Bu durumda yeni şeyler öğrenmek, öğrendiklerinizi, duyduklarınızı hatırlamak zorlaşabilir. Eğer unutkanlığınızın aldığınız bir ilaçtan kaynaklandığını düşünüyorsanız bu konuyu doktorunuza danışmalısınız. Herhangi bir sağlık sorunu için kullandığınız ilacı kendi kendinize bırakmanız doğru değildir. Doktorunuz eğer unutkanlıkla kullandığınız ilaç arasında bir bağlantı kurarsa size alternatif bir ilaç sunabilir.

İkincisi Tiroid bezinin az çalışması; Eğer ki Tiroid bezi işlevini gerektiği gibi yerine getirmiyorsa bu durumda tiroid hormonları da vücutta yeterince üretilmiyor demektir. Tiroid hormonlarının vücudun diğer organları üzerinde önemli etkileri vardır ve beyin de bu organlardan biridir. Üstelik tiroid bezinin az çalışması depresyon ve uyku sorunlarına da yol açar. Her iki durumda da unutkanlık ortaya çıkabilir. Basit bir kan testiyle tiroid sorununuz olup olmadığını öğrenmeniz mümkündür.

Üçüncüsü ise Stres ve Kaygı; Yeni bir bilgi ya da yapılacak bir iş karşısında dikkatinizi toplamanızı, duyduklarınızı ilgiyle dinlemenizi veya kendinizi vermenizi zorlaştıracak herhangi bir etken hafıza problemlerine yol açıyorsa Stres ve kaygı bu etkenlere iyi bir örnektir. Her ikisi de dikkati dağıtarak hem yeni bilgilerin hafızada yer almasını engeller, hem de eski bilgileri hafızadan çekip çıkarmanızı zorlaştırır.

 

B12 EKSİKLİĞİ CİDDİ ZARAR VE TAHRİBATLARA YOL AÇAR

Dördüncü neden Depresyon; Depresyonun pek çok belirtisi vardır. Hayattan zevk alamama, içe kapanma, uyuşukluk ve sürekli kendini üzgün hissetme bunlardan bazılarıdır. Çok sık söz geçmese de unutkanlık da öne çıkan depresyon belirtilerinden biri olabilir. Yine insan vücudundaki B12 eksikliği; B12 vitamini tüm vücut hücrelerinin ihtiyaç duyduğu bir enzim olmakla beraber, B12 vitamini eksikliği tedavi edilmediği durumlarda insan vücudunda ciddi zarar ve tahribatlara yol açmaktadır. B12 vitamini eksikliği beslenmeye bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle; Sürekli diyet uygulayanlar, Vejetaryen beslenen kişiler, Yaşlılar ve B12 vitaminin emilimini önleyen sağlık problemi olanlarda daha sık görülmektedir. B12 vitaminin azalması durumlarda ortaya çıkan belirtilerde en önemlileri kan hücrelerinde azalma ile birlikte aneminin meydana gelmesi, sinir sistemi bozuklukları, mide ve sindirim sistemi bozukluklarıdır. Bununla birlikte gittikçe ciddileşen ve hızla artan kansızlık, cilt bozuklukları ile kabızlıkta seyir gösterir. Kansızlığa bağlı olarak baş gösteren çarpıntı, mide bulantıları, nefes darlığı ve bitkinlikler ile süreç devam etmektedir. Kilo kaybı, unutkanlık, gereksiz korku ve tedirginlik hissi, yorgunluk hissi, sinirsel problemler de B12 vitamin eksikliğinin belirtileri arasında yer almaktadır. B12 içeren gıdalar: Karaciğer, böbrek, sığır eti, balık, süt, yumurta, peynir gibi besin maddelerinde B12 vitamini de bulunur.”

 

UNUTKANLIK NE ZAMAN TEHLİKELİ OLUR

Dr. Başdemir Özkar, Unutkanlığın ne zaman normal olduğu ne zaman olağan dışı bir hal aldığı bu çok önemli bir konudur diyerek sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Unutkanlığın ciddi bir boyuta varması demek, her zaman kolaylıkla yapılan işlerde unutkanlık nedeniyle aksama yaşanması demektir. Örneğin; Sürekli olarak karar veremiyor ve sorun çözemiyorsak. Çok iyi bilinen, hep gidilen bir adresin yolunu karıştırmaya başlamak. Tanıdıkların isimlerini ya da yüzlerini çıkartamamaktır. Her zaman ezber de olan telefon numaralarını unuttuğunu fark etmek. Cevap alınmasına karşın aynı soruyu tekrar tekrar sormak, Zaman, Tarih, Mekân ve insanlar hakkında kafa karışıklığı yaşamak, tanıdık yerlerde kaybolmak. Aynı hikâyeyi tekrar tekrar anlatmak, İleri derecede unutkanlıkta güvenlik, beslenme ve kişisel temizlik gibi gündelik işleri bile unutkanlık nedeniyle aksatmak bir problem olduğu anlamına gelir.”

 

HAFIZAYA FAYDALI OLAN ŞEYLER

Sürekli aynı aktiviteleri yapmak hafızanızı zayıflatacaktır. Her gün bir öncekine benziyor ve rutininize sıkı sıkı bağlı kalıyorsanız hafızanıza kötülük ediyorsunuz demektir. Dr. Başdemir Özkar, insan arada bir beynini zorlayacak değişik aktivitelerden faydalanmalı diye sözlerine şöyle devam etti: “Hafızayı güçlendirmek için bulmaca çözmek, her zaman kullandığınız yol yerine, işe farklı bir yoldan gitmeyi denemek, yeni bir dil öğrenmeye çalışmak gibi farklı uğraşlar hafıza güçlenmesinde faydalı olacaktır. Şöyle bir şey vardır. Kulaklarınız ve gözleriniz işini ne kadar iyi yaparsa hafızanız da bundan olumlu yönde etkilenir. Gözünüz bozuksa gözlük takmayı, ağır işitiyorsanız işitme cihazı kullanmayı ihmal etmeyiniz. Koku alma duygusu ile hafıza yine yakından ilgilidir. Bazen bir parfüm ya da havadaki bir koku, geçmişte kalmış çok eski anılarını bile canlandırabilir. Hafıza beslenmeden etkilenir. Antioksidan, beta karoten, C ve E vitamini içeren yiyecekler hafızaya iyi gelir. Koyu yeşil, kırmızı, sarı ve turuncu renkli sebze ve meyveler antioksidan bakımından zengin, hafızaya iyi gelen yiyeceklerdir.

Not defteri tutmak ya da alarm kurmak gibi hatırlatıcılardan yararlanmakta ayrıca hafızayı canlandırmaya yardımcı olur. Bununla birlikte hesap kitap işlerini mümkün olduğunca akıldan yapmaya çalışmak, numara ezberlemek tavsiye edilen hafıza egzersizleridir.

 

DERNEĞİN YAPMIŞ OLDUĞU FAALİYETLER

Geriatrik Hastalıklar Derneği olarak, insan hayatının ilerlemiş yıllarında olan büyüklerimize toplumdan ve aile yaşamından soyutlanmadan, hak ettikleri saygıyı görerek ve acı çekmelerini önleyerek yaşamlarını sürdürmelerine yardımcı olmak amacıyla kurulmuş bir dernektir.

Hasta bile olsalar bireyin onuru ve mahremiyet duygusuna saygının esas olduğunu düşünüyoruz.

Derneğimizin asıl amacı yaşlıların sadece zorunlu ihtiyaçlarının giderildiği bakımevi inşa etmek değil. tam anlamıyla huzur, mutluluk ve sağlık bulduğu mekanlar inşa etmek. Bu bağlamda bilindik bakımevi anlayışını da değiştirmektir.

Bu pencerede; Derneğimiz; Klasik hasta bakımı (sadece beslenmesini sağlamak, temizliğini yapmak gibi) anlayışını değiştirerek hastalarımızın fiziksel ihtiyaçlarının yanında psikolog yardımı ile sosyal etkileşimde bulunması, zihinsel egzersiz yapması ve ruhsal yönden desteklenmesi için programlar uygulamayı amaçlıyoruz.

Yurtdışında çok iyi örneklerine tanık olduğumuz hasta bakım anlayışına geleneksel saygımızı da katarak başka bir bakış açısı getirmeyi istiyoruz. Hasta ve ailelerinin kafasında oluşan korku filmi senaryolarını andıran bakımevi görüntüsünü yok etmeyi amaçlayarak.

Çocuklarımıza, büyükleri ile ilgilenme fırsatı verebilmek ve onlarla olan iletişimlerini artırmak için faaliyet göstermektedir.

Bu konu ile ilgili çalıştığım ABD’ de edindiğim bilgi ve tecrübelerimden amaçlarımızın hiçte uzak hedefler olmadığını net bir şekilde söyleyebiliriz. Bu amaçla şehrimizde bakıma ihtiyacı olan hastalarımızın tedavi ve rehabilitasyonlarının yapılacağı bir yaşam merkezi açmak ilk hedefimizdir” şeklinde konuştu. (YADİGAR JİRA)

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x