Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla (2)
Fatma Peltek

Fatma Peltek

Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla (2)

10 Mayıs 2016 - 16:49

‘Hayatta her şey bizim isteklerimize göre gidecek olsa zaten kimse mutsuz olmazdı’

Okul tercihlerimde ki hata dört yılımı çalıp gidiyordu. Çevrenin etkisi zaten insanı yeterince bayıyor. Meslek derslerimiz birinci sınıfın sonu ile başlamış, yavaş yavaş olayların içine yürümeye başlıyorduk. Masaya her oturuşumuzda bir metin oluşturuyor olaya hızla koşuyorduk. Bir metin mesela hayal edin:

Sorulardan cevaplara, cevaplardan habere

 

Ne: trafik kazası

Nerede: Kahramanmaraş necip fazıl kültür merkezi önü

Ne zaman: gece yarısı 10 Mayıs 2016

Nasıl: arabayla

Niçin: bilinmeden

Kim: yaya Ökkeş a. Şoför Hacı b.

Bize verilenler sadece 5N 1K fazlası yok! Hemen parmaklar çalışıyor tabi haber yazıyoruz, hazıra konmak yok.

 

Kahramanmaraş’ta feci kaza: 1 ölü, 1 yaralı

Kahramanmaraş’ta gece saatlerinde meydana gelen trafik kazasında 150 metre mesafede sürüklenen aracın şoförü hacı b.Yaralanırken Ökkeş Maraşlı kaldırıldığı hastanede tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Araç şoförü Hacı b. tutuklanarak ceza evine gönderildi.

 

Size göre hepsini sözcük kalabalığı ile tamamlıyoruz değil mi?

Gazeteci deyince etrafına öcü gibi bakıp ‘aaa! Şu zamanda nerede hepsi kopyala yapıştır’ diyorlar. Olay zaten belli sadece kelimeler türemeler olmuş bu kadar diyorlar. Bizim sınıfta ki bazı arkadaşlarım hocalarımızın ısrarla siz mezun olunca gazeteci olacaksınız başka bir şey değil gözü ile bakışlarına verdikleri ve benim de duymaktan bıktığım bir cümle var. “hocam gazeteciler ne yapıyor ki ancak birbirlerinden alıyorlar bizde öyle yaparız. Taraf tutuyorlar tarafsız değiller bizde tutarız” ne kadar basit geliyor insana başkası gibi olmak hani diyoruz ya bağımlı olma özgür ol yok kardeşim böyle bir düşünce sistemi yok. Olayı sadece bir cümle ile noktalıyoruz.

Eğer ekran başında biri yazmıyorsa diğerleri zaten çalamaz.  Çalmak ne derin kelime değil mi insanı bir dakikada hırsız yerine koyuveriyorsun olup bitiyor. Ablamla birlikte çalışmalarımdan biraz tecrübelerim vardı. Açıkçası en saçması derslere başlamadan hemen okul gazetesini çıkarmaya yürümekti.

 

Hiçbir insan yoktur ki emeklemeden yürüsün, işte bizden bunu bekliyorlar.

Meslek derslerine fırtına gibi girişimiz atölyelerimizin gazete tarzı havası bizi öğrencilik statüsünden bağımsız ulusal bir gazetenin en tepesinde hissettiriyordu. Herkesin havası değişmiş dersler dersten çıkmış gazete ofislerine dönmüştü. Yayın kurulu, muhabir, editör, tasarımcı ne arasan var. Belki biraz geriden gelip çocuk kalabiliriz ama hiç eksiksiz her şeyi tamamlıyorduk. Biz iki sene meslek dersinde sadece ders almadık aynı zamanda gazetede çalıştık. Çünkü okul hocalarımızın ve alan hocalarımızın bize olan bakış açısı böyleydi. İlk başlarda her yerden haber arayan o arkadaşlarımın bilinci yerine gelmiş taşlar ilk gazeten sonra tek tek yerine oturuyordu.

 

Ben siz sizde ben değilim

Bazen çok eleştirdiğim bazen de gerçekten takdir ettiğim arkadaşlarım oluyor. Kendine baksın diyor hemen kendilerine de iletiyorum zaten belki bu hatalarının farkına vararak iyi bir yere gelecekler. Bu benim için de öyle belki kusurlarım düzelecek. Dost acı söyler fakat gerçekler acıdır yalanlar bal gibi tatlı insanoğlu işte hemen yapıştırı veriyor sen ne biliyorsun ki daha önce hiç gazete de mi çalıştın daha önce ne yaptın ki ne biliyorsun ki falan filan insan gerçekten bir zaman sonra kulak tıkıyor. Evet, çok ileri düzey bir çalışmalarım olmasa da uğraşıyoruz işte en azından kendi çapımda…

Hiçbir zaman sektöre masa başında başlamak istemedim reklama atılarak ilerlemeyi daha sonra haber yazmayı amaçlamıştım aynen öylede yaptım. Şu an ileri düzeyde biri değilimya da herhangi bir gazetede çalışmıyorum. Zaten köşe yazılarımı okurken belki bu kimmiş diyerek girmişsinizdir.

Son Yazılar