Öğretmenlik profesyonel bir meslektir
Reklam
Hacı Bilal Şen

Hacı Bilal Şen

Öğretmenlik profesyonel bir meslektir

24 Kasım 2020 - 02:47

Türk eğitim tarihi öğretmen yetiştirme bakımından zengin bir geçmişe ve deneyime sahiptir. Osmanlı Dönemi'nin özellikle kuruluştan 17.yüzyıla kadar geçen sürede bütün kademelerdeki mektep ve medreselere eğitimci ve öğretmen yetiştirmede çok etkili bir sistemin kullanıldığını görmek mümkündür. Ancak medreselerin bozulmasıyla birlikte eğitimci ve öğretmen yetiştirme de aksamaya başlamıştır. Bu dönemlerde öğretmen yetiştirme çabaları sınırlı bir çerçeve içinde gerçekleşmiş olsa da özellikle Dârülmuallimînin 16 Mart 1848’de kurulmasından bu yana geçen yaklaşık 172 yıllık süreç, öğretmen yetiştirmede birçok uygulama, karara ve yasal düzenlemeye sahne olmuştur. Bugünkü öğretmen yetiştirme uygulamalarının eleştirel bir analizini yapmak, uygulamalara sağlıklı bir seyir kazandırmak açısından önemlidir.

Öğretmenlik profesyonel bir meslektir. Öğretmen olmak için birtakım bilgi ve becerilerin meslek öncesinde kazanılmış olması ve alan uzmanlığının sağlanması gerekir. Fatih Sultan Mehmet, asırlar önce bu düşünceden hareketle Eyüp ve Ayasofya Medreselerinde sıbyan mektebinde hoca olacaklar için diğerlerinden farklı bir programı uygun görmüş ve diğer derslerin yanında muallim adayları için “tartışma kuralları ve öğretim yöntemi” anlamına gelen adâb-ı mubahasebe usûl-i tedris adında bir dersi programa koydurmuştur. Bu gelişme, öğretmenlik mesleğinin profesyonel bir yapı kazanması bakımından atılmış önemli adımlardan biridir. Yine Osmanlı Dönemi'nde mülâzemet yöntemi devreye sokularak öğretmenlik atamaları belli bir sistematik içinde gerçekleştirilmeye çalışılmış ve daha üst düzey kurumlarda öğretmenlik belirli sınavlarda sağlanacak başarıyla ilişkilendirilmiştir.

1848’de kurulan Dârülmuallimîne girişler birtakım koşullara bağlanarak girdi kalitesi artırılmaya ve nitelikli öğrencilerin öğretmenlik mesleğine kazandırılmasına çaba harcanmış ancak zamanla bu şartlar aranmamaya başlanmıştır. Dârülmuallimînden mezun olan öğretmen adaylarının okul başarı puanlarının atamalarda bir kriter olarak gözetilmesi, Dârülmuallimînde verilen eğitimin niteliğinin önemsendiği biçiminde yorumlanabilir. Ancak bugün eğitim fakültesi mezunlarının ve diğer fakültelerden mezun olup pedagojik formasyon sertifikası alarak atama bekleyen adayların seçiminde nitelikli öğretmen yetiştirmeye yardımcı olacak kriterlerin arandığını söylemek zordur.

Türk eğitim tarihinde özgün eğitim uygulamalarına rastlanmaktadır. Nitelikli öğrencilerin seçilerek devlet bürokrasisi için yönetici yetiştiren Enderun mektebi kendine özgü bir özellik taşımaktadır. Bunun yanında köy enstitüleri kendi gerçekliği içinde önemli bir etkiye sahiptir. Ayrıca yüksek öğretmen okulları da Cumhuriyet Dönemi öğretmen yetiştirme sürecine kayda değer katkılar sağlamıştır.

Fatih Sultan Mehmet’in hocası Akşemseddin’e duyduğu saygı ve sözüne verdiği değer ile Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” Sözü öğretmenliğin ne kadar kutsal ve önemli bir meslek olduğunu yeterince anlatmaktadır. Bu nedenle toplumların var olma savaşında öncüleri olan öğretmenlerin iyi yetiştirilmesi gerekir. Öğretmen yetiştirmeye günübirlik politikalarla yön verilmesi sağlıklı bir toplum oluşturma ve geleceği güven altına alma açısından bazı sorunlara yol açabilir. Günün gerçeklerine uygun, toplumsal ihtiyaçları dikkate alan ve çağı anlayan ve yorumlayan öğretmenlere eğitim sistemimiz, bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır. Konuyla ilgili tarafların bu durumu dikkate alarak öğretmen yetiştirmeyi kendi kültürel yapımıza uygun ve dünya gerçekliğiyle de bağdaşan bir anlayışla ele alarak düzenleme yapmaları hepimizin ortak beklentisidir.

Sokrates’in dediği gibi “Dünyada her şeye değer biçilebilir, ama öğretmenin eserine değer biçilemez. Çünkü, onun eseri her şeydir ve hem de hiçbir şeydir.”

Tüm eğitimcilerin” öğretmenler günü” kutlu olsun.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar