Yumurtalık kanserine dikkat!

Yumurtalık kanserine dikkat!

Kahramanmaraş Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürü Tahsin Gökdal, son yıllarda yaygın olarak görülen yumurtalık kanserinin tanısının çoğunlukla rutin jinekolojik muayenelerde konulduğunu belirterek kadınların hiç olmazsa senede bir kez rutin jinekolojik muayene ve pelvik ultrason yaptırmaları gerektiğini söyledi.

11 Mayıs 2017 - 14:32

Kahramanmaraş Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak jinekolojik kanserler hakkında farkındalığı arttırmayı hedeflediklerini kaydeden Gökdal, “Yumurtalık kanseri oldukça ölümcül olan bir kanser türüdür. Yumurtalık kanserine yakalanan kadınlarda beş yıllık yaşam oranı yüzde 30 dolayındadır. Eğer kanser belirli bir bölgede sınırlı ise hastaların çoğu beş yıldan daha fazla yaşar. Tanısı geç konabilen bir kanser olması bu kanserin önemini belirtmektedir” dedi.

Her yaşta ortaya çıkabilen bir kanser türü olan yumurtalık kanserinin sıklıkla 45’li yaşlardan sonra görüldüğünü dile getiren Kahramanmaraş Halk Sağlığı Müdürlüğü Kanser Şube Müdürü Tahsin Gökdal, hastalığın özellikle menopozdan sonra görülme olasılığı arttığına dikkat çekti.

Menopoz döneminden sonra  yaş arttıkça yumurtalık kanseri riskinin arttığını hatırlatan Kanser Şube Müdürü Tahsin Gökdal, “70 yaşından sonra en yüksek düzeye yaklaşmaktadır. Yumurtalık kanseri, köken aldığı dokunun çeşidine göre farklı türlere ayrılır. Bu türlere bağlı olarak da görülme sıklığı ve başlama yaşı değişir. En sık görülen türü ise yüzey epitelyum hücrelerinden köken alan kanserdir. Amerika’daki kadınlarda 5. sıklıkta görülen ve aynı zamanda kadınlardaki kanserlere bağlı ölümler arasında 5. sırada yer alan kanser çeşididir” dedi.

AZ DOĞUM YAPANLARDA SIK GÖRÜLÜYOR

Az doğum yapan kadınlarda veya hiç evlenmemiş kadınlarda kanser görülme ihtimalinin yüksek olduğunu kaydeden Gökdal, şöyle konuştu: “Yumurtalık kanseri için belirtilmiş birkaç neden vardır. Bu nedenlerin arasında en önemlileri doğum yapmamış olma ve ailesel öyküdür. Gebeliği engelleyici ilaçların uzun bir süre kullanılması kanser riskini bir miktar azaltmaktadır. Yani bu ilaçların kansere karşı bir koruyucu özelliği vardır. Ayrıca genç yaşta hamile kalmak, riski azalmaktadır. Yumurtalık kanserlerinin yalnızca yaklaşık yüzde 10’unun ailesel olmasına karşın, hatalı genlerin tespit edilmesi, kanserin moleküler nedenine yönelik birçok bilginin edinilmesini sağlamıştır. Birinci derece akrabalarında yumurtalık kanseri olan kadınlarda kanser görülme ihtimali yüksektir. Ayrıca hormonların ve çevresel etkenlerin yumurtalık kanserinin ortaya çıkmasında etkili olduğu düşünülmektedir. Menopoz döneminden sonra kadınlık hormonu olan östrojenin tek başına verilmesi kanser riskini arttırmaktadır. Bu yüzden bu dönemde östrojen ile birlikte progesteron hormonu da verilmektedir.”

SİNSİ HASTALIK: YUMURTALIK KANSERİ

Bütün yumurtalık kanserlerinin erken dönemde semptom ve belirti vermediklerinden dolayı oldukça endişe verici olduğunu aktaran Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürü Tahsin Gökdal, şunları söyledi: “Aralarında büyük yapısal farklılıklar olmasına rağmen yumurtalık kanserlerinin klinik bulguları birbirlerine oldukça benzerdir. Yüzey epitelinden köken alan yumurtalık kanserleri yeterli büyüklüğe ulaşıncaya kadar genellikle belirti vermez. Fakat büyürse kasık ve karın ağrısı, sık idrara çıkma, karında şişlik, hazımsızlık gibi sindirim sistemine ait belirtiler verir. Yumurtalık kanserlerinin yaklaşık yüzde 30’u jinekolojik muayene sırasında tesadüfen saptanır. İleri dönemde ise vajinal kanama, karında fazla şişlik, karında asit birikimi gibi şikâyetler ortaya çıkmaktadır.”

BELİRTİLER VARSA HEMEN DOKTORA BAŞVURMALI

Yumurtalıkların kasıkların iç tarafında olduğundan, erken dönemde yumurtalık kanserinin teşhisinin oldukça zor olduğunu kaydeden Gökdal, kanserin tanısına ilişkin şu bilgileri verdi: “Hiçbir şikâyeti olmayan kadınlarda tarama amaçlı bir test yoktur. Jinekolojik muayene sırasında bu bölgede kitle saptanması doktorun bir takım testler istemesini sağlar. Bu testlerden birisi ultrason görüntüleme yöntemidir. Vajinanın iç kısmına küçük bir alet yerleştirilerek yapılan bu yöntemde yumurtalıklardaki kitle saptanır. Bu kitlenin hareketsiz olması yumurtalık kanseri olma riskini arttırır. Fakat bu yöntemle tümörün iyi veya kötü huylu oldu anlaşılamaz. Bunu anlamak için doktor karın bölgesinde küçük bir kesik yaparak laparoskop denilen aletle yumurtalıkları görüntüler. Bu sırada tümörden küçük bir parça alır. Ayrıca yapılan kan testlerinde bir kanser göstergesi olan CA-125’in yüksek saptanması, diğer testlerle birlikte tanıyı büyük ölçüde koydurur. Ayrıca bu test hastaların takibinde oldukça önemlidir. Belirli aralıklarla bu testin yapılması hastaların tedaviye verdiği cevabı ve tekrarlama ihtimalinin takip edilmesini sağlar. Fakat CA-125 sadece yumurtalık kanserinde yükselmez. Yumurtalık kistleri, enfeksiyon gibi durumlarda da bu maddenin kandaki düzeyi artmaktadır. Hastalığın kesin tanısı için tümörden alınan parçanın patoloji laboratuvarında incelenmesi gerekir.”

ERKEN TEŞHİS TEDAVİDE EN BÜYÜK YARDIMCI

Yumurtalık kanserinin tedavi seçeneklerinin günümüzde dahi yeterli derecede olmadığını vurgulayan Gökdal, erken teşhisin hastalığın tedavisinde son derece önemli olduğunu bildirdi. Gökdal, şunları kaydetti: “70’li yıllardan bugüne kadar geçen dönemde sağ kalım oranında az bir iyileşme sağlanmıştır. Yumurtalık kanserinin tedavisinde birçok doktorun bir araya gelerek bir ekip çalışması içinde olması gerekir. İlk tedavi seçeneği ameliyattır. Daha sonra hastaya kemoterapi ve ışın tedavisi uygulanır. Bazı durumlarda ameliyat ve ilaç tedavisi sonrası ikinci bir ameliyat yapılması gerekir. Bu ameliyattan sonra hastanın durumu yeniden değerlendirilir. Hastalığın seyrinde en önemli kriterlerden birisi hastalığın kaçıncı evredeyken saptanmış olmasıdır. Birinci evrede teşhis edilen ve tedavisi yapılan yumurtalık kanseri hastalarında beş yıllık sağ kalım oranı %70’lerde iken dördüncü evrede yakalanan hastalarda beş yıllık sağ kalım ihtimali yoktur. Bu yüzden tedavinin şeklinin belirlenmesinde erken teşhis çok önemlidir.” Gökdal, son olarak şu ifadelere yer verdi: “Yumurtalık kanserinin bir kadın kanseri olmasından hareketle bugün; hayatınızda, yanınızda, sağınızda, solunuzda bulunan bütün bayanları, ücretsiz kanser taramaları için Kanser Erken Teşhis Tedavi ve Eğitim Merkezlerine bekliyoruz.” (HABER-FOTO: KENAN ONARAN)

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
KSÜ’nün Yeni Rektörü Tokatlı Prof. Dr. Mahmut Ak Oldu
KSÜ’nün Yeni Rektörü Tokatlı Prof. Dr. Mahmut Ak Oldu