Organ Bağış Haftası nedeniyle, SANKO Üniversitesi, Özel Sani
Konukoğlu Hastanesi ve İl Sağlık Müdürlüğü işbirliği ile 5. Zırhlı Tugay
Komutanlığı’nda askerlere organ bağışının önemi anlatıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan İl Sağlık Müdürü
Sadettin Yazı’dan sonra kürsüye gelen Prof. Dr. Yüzbaşıoğlu, Türkiye’de bilim
ve teknolojiye verilen önemin, tıpta da güncel tedavi yöntemlerinin her an
takip edilebilmesine imkan sağladığını söyledi.
Prof. Dr. Yüzbaşıoğlu, “İşte bu sayede dünyada sağlık
adına en yeni ne yapılıyorsa, hastalarımız o tedavilerden faydalanabiliyor. Bu
tedavi seçeneklerinden en ulaşılmaz ve bilimselliği had safhada olan ise organ
naklidir, ayrıcalıklı bir konuda, en üst sıralardadır” diye konuştu.
Özel Sani Konukoğlu Hastanesi’nde güncel tedavileri
uyguladıklarının altını çizen Prof. Dr. Yüzbaşıoğlu, “Organ Nakil Merkezimizin
hizmet vermeye başlamasının 7. yılında, nakil sayımız 300’lü rakamlara ulaştı. Kadavra
vericili nakillerde, canlıdan canlıya yapılan böbrek naklindeki yüksek başarıya
ulaştık. Çapraz nakil hazırlıkları, laparoskopik donör nefrektomi de dahil
olmak üzere tüm güncel işlemleri başarıyla gerçekleştirmekteyiz” ifadelerini
kullandı.
Kadavra bekleme listesinde bulunan hastaların böbrek
nakli olma şansının diğer birçok merkezden daha yüksek olduğunu anlatan Prof.
Dr. Yüzbaşıoğlu, şöyle devam etti:
“Bunun artırılması ise ancak organ bağışı ile mümkün olabilir.
Her yıl 10 bin yeni hasta diyalize başlıyor. 7 bin kadar hasta ise kaybediliyor.
Yaklaşık 23 bin hasta böbrek nakli bekleme listesinde kayıtlı. Yeni hasta ve
ölüm hızına yetişebilmek ancak organ bağışına gösterilecek duyarlılıkla mümkün olacaktır.
Organ bağışında bulunulmasa dahi, herkes organ bağışına karşı duyarlı olmalı.”
DOÇ. DR. SELMAN ÜNVERDİ
SANKO Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim
Dalı Öğretim Üyesi, Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Nefroloji Uzmanı Doç. Dr.
Selman Ünverdi ise diğer ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’de de son dönem böbrek
yetmezliğinin çok önemli sağlık sorunlarının başında geldiğine vurgu yaptı.
Ortalama her bir milyon nüfusta, bin 665 hastanın kronik
böbrek yetmezliğine sahip olduğunun düşünüldüğünü kaydeden Doç. Dr. Ünverdi,
sözlerini şöyle sürdürdü:
“1990’lı yıllarla kıyaslandığında, günümüzde gelişen
nitelikli diyaliz uygulamalarıyla kronik böbrek yetmezliği nedeniyle diyalize
giren hastalardaki ölüm oranlarında belirgin azalma olmuştur. Yıllık ölüm
oranları yüzde 20’lerde. Organ nakli yapılan hastalarda sağ kalım her yaş
grubunda diyaliz hastalarından iki kat daha yüksek.
Ülkemizde kronik böbrek yetmezliğinden dolayı 70 bin hasta
diyaliz tedavisi görüyor. Ancak Türkiye organ bağışında, Avrupa’nın çok gerisinde.
2010 yılı verilerine göre organ nakline uygun bin civarındaki beyin ölümü
gerçekleşmiş hastadan sadece yüzde 25’inin organ bağışına izin verilmiştir.”
Her yıl iki bin hastanın, kadavra listesinde olmasına
rağmen, nakil beklerken yaşamını yitirdiğini anımsatan Doç. Dr. Ünverdi, sözlerini
şöyle tamamladı:
“Ülkemizde son 5 yılda, nitelikli akraba ilişkileri
sayesinde canlıdan böbrek nakli belirgin şekilde artmıştır. Son 5 yılda ortalama
iki bin 900 böbrek nakli yapılırken, 2015’te böbrek nakli sayısı üç bini geçmiş
olup, bunun yüzde 80’e yakını canlı vericilerden gerçekleştirilmiştir. Verici açısından
böbrek nakli, normal hastalara göre anlamlı bir risk oluşturmuyor. Böbrek
alıcısı olan ve diyalizden kurtulan hasta içinse, diyalize giren hastalarla
kıyaslandığında iki kata yakın bir sağ kalım avantajı sunmaktadır.”
HATİCE GÜZEL
Özel Sani Konukoğlu Hastanesi Organ Nakil Merkezi
Koordinatörü Hatice Güzel de Türkiye’de organ bağışı ve nakli sayılarının
yetersizliği sonucu, son dönem organ yetmezliği nedeniyle tedavi görmekte olan
birçok hastanın organ beklerken yaşamını yitirmesine neden olduğunu bildirdi.
Güzel, “Hayata merhaba diyemezsiniz ama merhaba
dedirtebilirsiniz” diyerek, organ bağışında bulunulması çağrısını yaptı.
Sunumların ardından, organ bağışı yaptırmak isteyen
askerlerin kayıtları alındı.
YORUMLAR