Asgari ücrete yapılan 104 liralık artışı hem
Kahramanmaraş’ta hem Türkiye genelindeki aktif Sivil Toplum Kuruluşları
yetersiz buldu. Milyonlarca kişinin açıklanmasını dört gözle beklediği asgari
ücretteki artış dün açıklandı. 2017 yılı için asgari ücrete yapılan zammı
değerlendiren Eğitim-Bir-Sen Kahramanmaraş İl Başkanı Abdülaziz Aydın, “Bu
tutarlara bağlı olarak, Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından 2017 yılı için
asgari ücrete yüzde 8 oranında ve bir kez zam yapılmış oldu. 6,5 milyon
çalışanı doğrudan ilgilendiren asgari ücretin 2017 yılındaki net tutarının bin
404 TL olarak belirlendi. Bu tutar, milyonlarca çalışanın açlık sınırının
altında kaldığını göstermektedir” dedi.
Son yıllarda tırmanan terör olaylarının ülke ekonomisini
olumsuz etkilediğinin bilincinde olduklarını belirten Memur-Sen ve
Eğitim-Bir-Sen Kahramanmaraş İl Başkanı Abdülaziz Aydın, asgari ücrete yapılan
zammın beklentilerin altında olduğunu ifade etti.
Asgari ücrette yapılan artışa ilişkin gazetemize
açıklamalarda bulunan Aydın, “Çalışma hayatında emek tarafında yer alanlar
açısından, düşük ücret baskılarına karşı korunma ve emek sömürüsüne engel olma
işlevleri yanında gelirin adil dağılımı noktasında sosyal politika aracı
niteliği de bulunan asgari ücret, 2017 yılı için brüt bin 777 lira 50 kuruş, net
bin 404 TL olarak açıklandı. Memur-Sen Konfederasyonu olarak Aralık ayının ilk
haftası içerisinde açıkladığımız 2017 Kasım Açlık-Yoksulluk Sınırı Raporu’nda,
4 kişilik bir ailenin açlık sınırının bin 497,813TL, yoksulluk sınırının ise 4
bin 309,176 TL olduğunu açıklamıştık. Diğer taraftan, Türkiye İstatistik Kurumu
(TÜİK), ağır işlerde çalışan bir işçinin aylık net yaşam maliyetini bin 668,90
TL olarak açıklamış ve bu bilgiyi Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na da
aktarmıştı” ifadelerine yer verdi.
2016 yılında yaşanan olumsuzlukların ülke ekonomisine olduğu
kadar vatandaşların ev ekonomisine de yansıdığını kaydeden Başkan Aydın,
hayatın her geçen gün pahalandığına dikkat çekerek şöyle konuştu: “2016 yılında
Fetullahçı Terör Örgütü’nün terörist darbe teşebbüsü, tırmandırılmak istenen
terör olayları, döviz ve faiz kulvarı üzerinden yürütülen dış operasyonlar,
Suriye ve Irak’taki otorite boşluğu ve iç çatışmaların olumsuz etkilerinin
bertarafına yönelik dış güvenlik harekatları başta olmak üzere makro ve mikro
ekonomik alanı doğrudan etkileyen olay ve gelişmeleri yaşadığımız açıktır.
Bunun yanında, TÜİK tarafından yapılan güncellemeye dayalı olarak yakın geçmişe
ilişkin GSYH, ekonomik büyüme ve kişi başına düşen gelir başlıklarında önemli
oranda artış olduğu bilgisi de kamuoyuyla paylaşılmıştır. 2016 yılında
yaşadığımız olumsuzluklar, darbe teşebbüsü, ekonomi ve finans merkezli Türkiye
yönelik operasyonların reel sektör tarafına olumsuz yansımaması adına alınan
tedbirler ve hayata geçirilen teşviklerle, sermaye ve işveren kesimine yönelik
destekleyici politikalar hayata geçirilmiştir. Bu tedbir ve teşvikleri, Yeniden
Büyük Türkiye hedefine ulaşma kararlılığının reel sektör üzerinden hem içeriye
hem dışarıya deklare etmenin de bir yönü ve yöntemi olarak görüyoruz.”
Sermaye ve işveren kesimine yönelik tedbir ve teşviklerin
bir benzerinin “külfet ve nimetin adil paylaşımı” anlayışıyla emekleriyle ücret
elde eden dar gelirli kesimler için de hayata geçirilmesi noktasında asgari
ücretin önemli bir araç olduğunu dile getiren Aydın, “Refahın tabana yayılması,
gelir dağılımında adaletin sağlanması, insan onuruna uygun hayat koşullarını
sağlayacak ücret tutarlarının oluşması noktasında 2017 yılında uygulanacak
asgari ücretin, açlık sınırın üzerinde olacak şekilde belirleneceği
kanaatindeydik. Bu yönüyle, 2017 yılı
için açıklanan asgari ücret, beklentimizin, açlık sınırının ve Türkiye’nin
mevcut ekonomik kapasitesiyle karşılayabileceği tutarın altındadır. Diğer
taraftan, asgari ücretin açlık sınırın altında kalması yanında 2017 yılı gelir
vergisi matrahlarında sadece ilk gelir diliminde artış yapılmasına bağlı
olarak, asgari ücretlilerin daha erken dönemlerde yüksek gelir vergisi
oranından gelir vergisi ödemek durumunda kalması da asgari ücretlileri mağdur
edecektir. Bu değerlendirme ve tespitler kapsamında; ekonomik kapasitesini
artıran, GSYH’sı artan, kişi başına milli geliri yükselen, tasarruf oranında
OECD ortalamasına yaklaşan, ekonomik büyüme rakamlarıyla refah ve kalkınma
çıpasını yükselten Türkiye gerçeğiyle, asgari ücretin açlık sınırının altında
kalması durumunun uyumlu olmadığı kanaatindeyiz” şeklinde konuştu. (KENAN ONARAN)
YORUMLAR