Zagros Dağları’nın sarp yamaçlarında yankılanan Med süvarilerinin çelik nal sesleri, Fırat kıyılarına doğru bir felaketin habercisi gibi uzanıyordu. Bugünkü Kahramanmaraş olan Gurgum, hala Asur’a olan sadakatini koruyordu; Ama bu sadakat, çökmekte olan bir imparatorluğun enkazına zincirlenmek demekti. Ninova çoktan yıkılmış, Asur’un kalbi sökülmüştü. Şimdi sıra taşradaki direniş kalelerinde, sessizce düşmeleri beklenen son yapılardaydı.
Gurgum, Hitit mirasını taşıyan parlak döneminde Kral Halparuntaş ve oğlu Tarhulara ile yükselmişti. Kabartmalarla süslenmiş taş duvarları, aslan heykelleriyle korunan girişleri ve her biri birer siyasi beyan olan yazıtlarıyla Anadolu’nun en gözde kent devletlerinden biri olmuştu. Ama kader, onu Asur’un sadık vasallarından biri yapmıştı. Ve artık Medlerin doğudan gelen fırtınası karşısında yalnızdı.




YORUMLAR