“İhtiyaca cevap vermeyen kurum mezarlıktır”

“İhtiyaca cevap vermeyen kurum mezarlıktır”

Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Muammer Bilgiç,” Kurulan bir parti ihtiyaca binaen kurulmamışsa, orası partiler mezarlığıdır” dedi. Anadolu Gençlik Derneği Kahramanmaraş Şubesi divan kurulu ve bir dizi ziyaretler için kente gelen Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyesi Muammer Bilgiç ve Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Genel Başkanı Salih Turhan, siyasetten gündeme, gençlik derneğinden uygulanan politikalara kadar birçok sorunun cevabını sadece Bugün Gazetesine özel cevapladı.

15 Kasım 2017 - 01:33

TOPLUMSAL BARIŞ ALGISI

Türkiye’nin tek ihtiyaç duyduğu şeyin toplumsal uzlaşma ve barış olduğunu ifade eden Bilgiç, kendilerinin de bu ihtiyaca binaen algı oluşturmaya çalıştıklarını söyledi. Bilgiç, “Ülkemizin en çok ihtiyacı olduğu meselelerden biri olan toplumsal barış ve uzlaşma, hem siyasi partilerin, hem sivil toplum kuruluşlarının, hem kanaat önderlerinin biraya gelmesi, problemler oluşmadan çözüm için bir araya gelinmesi, bölge ve coğrafyamızın geleceği açısından önemlidir. Doğada ve toplumda sorunlar yoktur aslında sadece olgu ve gerçeklikler vardır. Eğer ki biz bunları doğru okuyamazsak bunlar sorunlara dönüşür. Doğru okumadan farklı kaynaklardan beslenen insanların bir araya gelip birbirlerini dinlemesi ile gerçekleşir. Ülkemizin neresinde olursa olsun her yerde kentin önde gelen kanaat önderlerini, siyasilerini STK temsilcilerini ziyaret etmeye çalışıyoruz. Orada ise farklı kesimlere; “Siz muadilimiz olan rakip parti ve STK İle bir araya geliyor musunuz?” diye soruyoruz. Eğer bu yapılmıyor ise de biz bir araya gelinmesine vesile olmak istiyoruz. Ziyaret ettiğimiz her yer ise bu yaklaşıma itiraz etmiyor ve olması gerekenin bu olduğunu söylüyorlar” dedi.
Saadet Partisi gönüldaşlarından Bilgiç, önemli olanın farklı partilere gönül vermenin değil de ortak sorunda anında bir araya gelmenin olduğunu söyledi.
İşte Bilgiç ve Turhan ile yaptığımız röportajın ayrıntıları:

İHTİYAÇ İÇİN KURULMAMIŞ HER PARTİ, PARTİLER MEZARLIĞIDIR

Siyaset yeni bir dizayn var ve Meral Akşener ile başlayan bir değişim süreci gibi partiniz bu duruma nasıl bakıyor?
Eski partililer var ve yeni partiler kuruluyor kurulmaya da devam edecek. Bizim Saadet Partisi’nin milli görüşü ise şudur; Bu ülkede hangi partiden olursa olsun, hangi mezhep, hangi etnik gruptan olursa olsun biz aynı gökyüzünün altında oturuyoruz. Suyumuzu paylaşırsak, ekmeğimizi paylaşırsak, kişilerin özelliğine müdahale etmez isek, insanların konut sahibi mesken sahibi olmasının, yaşamın pratiklerinin önüne geçmezsek, insanlar hangi siyasi düşünce, hangi mezhepten olursa olsun birlikte yaşayabiliriz. Dünya da küresel sömürü sistemi de değişmeyen bir gerçektir ve biz buna da diyoruz ki hangi partiden olursanız olun, eğer siz bu küresel sömürü sisteminin karşısında duruyorsanız biz sizin birlikte hareket ederiz ama siz küresel sömürü sisteminin distribütörlüğünü yaparsanız biz bunu bilerek ve isteyerek yaptığınızı düşünmeyiz ve bunun ne size ne de ülkemize bir fayda getireceğine inanmıyoruz diyoruz. Türkiye’de partiler kurulur, açılır, kapanır mesele partilerin yeni olması ya da eski olması değil de bunun tam olarak nerede durduğudur.  Bu coğrafya da Türk ile Kürdü, Alevi ile Lazı birleştirmeyen hiçbir hareketin bu topraklara faydası olmayacaktır. Avrupa ülkesinde ki sınırlar köy sınırı gibi, onlar rahatlıkla birbirlerine gidip ticaret yapabiliyor ama biz kendi sınırlarımıza duvarlar örüyoruz. Bu coğrafyanın insanları birbirlerine akraba amaç akrabaların arasına duvar örmek değildir. Bir ihtiyaca binaen bir parti kurulmuş ise o parti, o ihtiyacın toplumda bir karşılığı varsa o partiyi kimse durduramaz. Bir parti bir ihtiyaca binaen kurulmamış ise de partiler mezarlığıdır. Biz İyi Partiye ’de, AK Partiye’ de CHP’ye de MHP’ye de HDP’ye de bütün partilere oy veren insanlara diyoruz ki, oturalım ve bu ülke nasıl birlikte daha iyi bir geleceğe gider diyelim. 

Baktığımız zaman AK Parti yüzde 50+1 için Cumhurbaşkanımız önderliğinde hedeflerini açıkladı. Sizin AK Partiye bakışınız nasıl?
 Bu ülkede ki tüm partiler bizim insanlarımızın oy verdiği partilerdir. Bizim kendi ilkelerimiz var ve biz bu ilkeler ile insanların ve partilerin karşısına gidiyoruz ve onlara diyoruz ki, eğer anlaşmaya varırsak birlikte hareket edebiliriz diyoruz. Ülke yönetmek zaten ittifaklarla mümkündür. Bir siyasi parti aynı tabelanın altında olsa bile orda da yine farklı kesimlerin ittifakı vardır. Saadet Partisi bütün siyasi partiler ile görüşmeye devam ediyor. Mesele bu ülkede kimsenin burnu kanamadan, saçının teli zarar görmeden, kimsenin hakkı yenilmeden bu ülke daha aydınlık daha güzel günlere nasıl taşınır.
Seçim sisteminden söz ediliyor. Sizce seçim sistemi değişmeli mi?
55 milyon seçmen ve 550 milletvekili vardı ve 100 bin oy bir milletvekili yapmalıdır. Bizim partimiz 3 milyon oy alıyor ve 30 milletvekili çıkarması gerekirken, yüzde 10 barajına takıldığı için milletvekili çıkaramıyor. Temsilde adaletten kimse bahsedemez. Aynı zamanda hazine yardımında da adaletten kimse bahsedemez bu olmalı ama siz barajı kaldırırken, yeni barajlar kurarsanız bu barajı kaldırmak değil, numara çekmek olur.  Dar bölge sistemi yapılıp ta her milletvekili için bir bölge yapılırsa orada en çok oyu kim alırsa o milletvekili olur. Böyle bir durumda da sizin partiniz Türkiye’de yüzde 30 oy alsa bile hiç milletvekili çıkaramayabilir ve bu da temsilde adalet değildir. Yani baraj kaldırma ya da sistem değişikliği insanların gerçekten iradesinin meclise yansımasına yönelik olmalıdır.   

SORUN GENÇLERDE DEĞİL SİSTEMDE

Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Genel Başkanı Salih Turhan ise “Günümüz toplumunda gençler sorun olarak görülüyorsa, sorun görenler kepenkleri indirmeli sistemlerini değiştirmelidir” dedi. İşte gençliğe ilişkin Turhan’a yönelttiğimiz soru ve cevabı:

Gençlerin sosyal medyaya olan bağlılığı, özentisi ve günümüzde gençlerle ilgili yaşanan sorunlara önlem amaçlı Anadolu Gençlik Derneği ne gibi çalışmalar yürütüyor?

Gençler problem değildir ve dünya da ki uyuşturucu ticaretinden tutun savaşlara, kadın ticaretine ve birçok meseleyi örgütleyen gençler değildir. Gençler olsa olsa kurban ya da mağdur durumunda olur. Eğer bir gençlik yapılanması gençlere problem olarak bakıyorsa, o gençlik yapılanmasına yapılması gereken kepenklerini indirmektir. Yine biz gençlerin kılık kıyafetine bakarsak orada da yanılırız. Kılık kıyafet internet, televizyon moda bir şekilde gençlerimizi sarıyor ve bizim gençlerde bakacağımız tek yer kalbidir. Gençlerin kalbinde de adaletten merhametten başka bir şey yoktur çünkü gençlerin mülkiyeti olmadığı için kalbi nereye giderse genç oraya gider.  Eğer ki büyükler onları yönetiyorsa yapacak bir şey kalmıyor. Biz maalesef gençlerimizi kaybedecek ortamların içerisine itiyoruz. Hal bu ki ülkede değişik meslek gruplarında gelir dağılımında bir adalet olsaydı hiç kimse bir başkasını rakip görmez ve istediği bölümü okur. Adam arkeolog olmak istiyor ama bana mezar kazıcısı diyecekler, işte bulamayacağım diyor ve aile baskısı ile sevmediği bir işi yapıyor. Bizim gençliğe bakışımızı gözden geçirmemiz lazım gençler asla sorun değildir. Hele gençlere kılık kıyafet ve yaşam şekilleri ile yaklaşıyorsak, çok yanlış yaparız. Gençler içinde bulundukları kabın onlara şekil vermesi ile şekilleniyorlar.  Bunu oluşturan sistem ve büyüklerdir. Gençler yerine sistem değiştirilmelidir. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x