İsmail Bağrıaçık – Adanmış Bir Yüreğin Hikayesi
“Kuyusu kazılanların değil, memleket için kuyular kazanların hikayesi…”
Bazı isimler vardır; duyduğunuzda yüreğinizde bir kıpırtı, gözünüzde bir umut belirir. Tıpkı Hz. İsmail gibi…
Henüz çocuk yaşta teslimiyetin, inancın ve sadakatin sembolü olan Hz. İsmail, yüreğini sınayan bir imtihanla insanlığa örnek oldu. Onun adı, susuzluğun ortasında bir kaynak gibi anıldı: Zemzem gibi.
Bugün, aynı teslimiyetle, aynı kararlılıkla yola çıkan bir isim var Kahramanmaraş’ta:
İsmail Bağrıaçık.
Memleketine susamış yüreklerin sesi, adaleti arayan gözlerin umudu, gençlerin heyecanı ve yaşlıların duası gibi…
Gecesini Gündüzüne Katmış Bir Lider
Depremin acı izlerinin yankılandığı sokaklarda, insanlar evini yitirirken birileri yolunu kaybetmişti.
Ama birileri de vardı ki, yol olmak için kendini ortaya koydu.
İsmail Bağrıaçık, o karanlık günlerde sadece görevini değil, yüreğini ortaya koydu.
Sabahlara kadar süren destek çalışmaları, her çadırın kapısını çalan gayreti ve bitmeyen enerjisiyle halkın arasında bir lider değil, bir evlat, bir kardeş, bir omuz olarak durdu.
Adaletin, Cesaretin ve Umudun İzinde
İsmail Bağrıaçık için siyaset sadece bir meslek değil;
o, siyaseti “hizmet”in en doğru hali olarak görür.
İdealleri sadece seçim vaatlerine değil, geleceğin taşlarına kazılıdır.
O, adaletin sadece mahkeme salonlarında değil, sokakta da arandığını bilir.
Bir çocuğun eğitim hakkını, bir yaşlının sağlık hizmetini, bir annenin güvende hissetmesini adaletin özü sayar.
Maraş için düşündükleri ise kuru bir hayal değil.
Ulaşılabilir, gerçekçi ve kalıcı yatırımlar…
Gençlere yeni istihdam alanları, kadınlara sosyal destek merkezleri, çocuklara güvenli yaşam alanları.
“Maraş’a sözüm var” diyen biri varsa; o söz, İsmail Bağrıaçık’ın kaleminden değil, yüreğinden çıkar.
Kuyu Kazanlara Değil, Kuyudan Su Taşıyanlara Selam Olsun
Elbette kolay değil…
Başarının yanına çekemeyenler dizilir.
Yorulmanı isterler, tökezlemeni beklerler.
Ama o, Hz. İsmail’in sabrı kadar sessiz, Davut’un taşı kadar isabetli yürür.
Çünkü onun davası, kişisel değil; toplumsaldır.
Çünkü onun sevdası, koltuk değil; Maraş’tır.
Kuyusunu kazanlar değil, kuyudan su taşıyanlar kazanır bu hikâyede.
Ve halk şunu çok iyi bilir:
“Sahici olanlar, sabırla yürür; çünkü onların yolunun sonunda memleket vardır.”
İsmail Bağrıaçık, adını Maraş’ın geleceğine yazmak için değil;
Maraş’ı daha güzel yarınlara taşımak için yola çıkanlardan.
Yorulmayan adımlarıyla, tertemiz inancıyla,
ve arkasına değil, önüne bakarak yürüyen bir yürekle…
İmza:
Bir kardeşin olarak gururla yazdım sana bunu Abim




YORUMLAR