Zeki Demir, kaleme aldığı yazısında;
Kahramanmaraş’ın deprem gerçeğiyle yüzleşmesinin ardından, kentin en belirgin sorunlarından biri haline gelen trafik problemi, son iki yılda zirve noktasına ulaşmış durumda. Özellikle alternatif yolların azlığı ve trafik yoğunluğunu hafifletecek çözümlerin bir türlü hayata geçirilememesi, bu sorunun gelecekte daha da büyümesine neden olabilir.
Ancak şu anda asıl dikkat çekeceğim mesele, trafik kurallarının hiçe sayılması. Deprem sonrasında adeta patlak veren bu kural tanımazlık psikolojisi, giderek daha tehlikeli bir hal almaya başladı.
Trafikte yaşadığımız sorunların temelinde yatan nedenler aslında toplumsal yapımızın bir yansımasından ibaret. "Kurallar başkaları içindir" şeklinde özetlenebilecek zihniyetimiz, direksiyon başına geçtiğimizde kendini açıkça gösteriyor. Birçoğumuz "Kimseye zarar vermiyorum" ya da "Sadece bu seferlik" gibi bahanelerle ihlalleri normalleştirirken, aslında trafik güvenliğini tehlikeye atıyoruz.
Bu sorunun kökleri eğitim sistemimizden şehir planlamamıza kadar uzanıyor. Sürücü kurslarında verilen eğitimler genellikle sadece sınavı geçmeye yönelik olduğu için, trafik adabı ve empati gibi hayati konular maalesef es geçiliyor. Depremin verdiği zarardan dolayı Kahramanmaraş’taki yetersiz altyapı da bu sorunu tetikliyor. Okul önlerinde yaya geçidi bulunmaması, dar ve karmaşık yollar, park yeri eksikliği gibi problemler sürücüleri kuralları çiğnemeye adeta zorluyor.
YORUMLAR