Bilinç durumu tamamen kapalı olan, sesli ve can yakması
beklenen uyarılara tepki vermeyen koma hastalarının konuşulanları duyup
duymadığı konusunda net bir bilginin olmadığını belirten Memorial Hizmet
Hastanesi Beyin Sinir ve Omurilik Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Ramazan Sarı, “
Komadaki hastaların çok sevdiği bir müzik ya da bir yakınının sesini duyduğu
zaman beyinde az da olsa bir hareketlenmenin olduğu durumlar belirlenmiştir.
Nasılsa komadaki hasta bizi duymuyor diyerek yanında olumsuz cümleler yerine
moral verecek cümleler kurmak gerekir” dedi.
Memorial Hizmet Hastanesi Konferans salonunda 3.’sü
düzenlenen “Memorial Nöroanestezi ve Nöroyoğunbakım Günleri”nde bir araya gelen
doktorlar koma konusunu ele aldı. Konusunda uzman doktorlar komanın nedenleri,
ilk bir saatte tedavinin önemi, komada ağrı yönetimi gibi birçok konu hakkında
bilgi alış verişinde bulundu.
İlk 1 saat hayati
önem taşıyor
Koma tedavisinde yaşanan son gelişmelerin masaya
yatırıldığı konferansta konuşan Memorial Hizmet Hastanesi Genel Yoğun Bakım
Ünitesi Sorumlusu Uz. Dr. Sedef Tavukçu Özkan, koma hastalarına müdahalede ilk
1 saatin önemini vurguladı. Koma hastalarının hayatta kalması için
belirlenebilen nedenlere yönelik tedavilerin başarılı sonuçlar verdiğini
belirten Özkan, şeker koması ya da inme gibi rahatsızlıklarda hastanın en kısa
sürede sağlık kuruluşuna getirilmesi gerektiğini vurguladı. Şeker koması
tabirinin halk arasında kan şekerinin yükselmesiyle ilgili durumlarda
kullanıldığını söyleyen Özkan, “Halk arasındaki kullanımının tersine kan
şekerinin aşırı seviyelerde düşmesi kişide titreme ve şuur kaybıyla birlikte
koma yaşanmasına neden olabilir. Bu
hastalar ne kadar çabuk sürede bir sağlık kuruluşuna ulaştırılabilirse o kadar
hızlı bir şekilde normale döndürülebilir. Kan şekerinin düşmesi ile komaya
giren ve hastaneye geç getirilen hastaların yaşadığı koma, geri dönüşü olmayan
hasarlara hatta ölümlere neden olabilir.
Aynı şekilde inme yani felç geçiren hastaların da kısa sürede sağlık
kuruluşuna getirilmeleri tedavilerin başarılı olmasında en önemli etkendir”
diye konuştu.
Cevap alamazsanız
ağrılı uyaranlar verin
Komaya giren kişinin şuurunun tamamen kapandığını
belirten Uz. Dr. Sedef Tavukçu Özkan, “Komadaki kişi konuşamaz ve
çevresindekilere cevap veremez. Kişinin komada olup olmadığı anlamak için ilk
önce “İyi misiniz” ya da “Adınız ne” gibi sorularla seslenmek gerekir. Sesli
uyarılara yanıt alınamazsa hastada zarar yaratmayacak ağrılı uyaranlar vermek
gerekir. Bütün uyaranlara rağmen tepki alınamayan hasta için ilk yapılması
gereken sağlık ekiplerine haber vermektir. Sağlık ekipleri gelene kadar
komadaki hasta yan yatırılıp solunum yolu açık tutulmalıdır” dedi.
Komadaki hastanın ilaçları yanınızda olsun
Hastayı komaya sokabilecek nedenlerin çok fazla olduğunu
hatırlatan Özkan, hasta yakınlarının sağlık ekiplerini doğru ve eksiksiz bilgi
vermesi gerektiğini söyledi. Özkan, müdahalenin kısa sürede yapılabilmesi için
komadaki hastanın kullandığı ilaçların da hastaneye getirilmesinin hayati önem
taşıdığını ifade etti.
Koma ile bitkisel
hayatı karıştırmayın
Memorial Hizmet Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik
Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Ramazan Sarı koma durumunun en çok bitkisel hayat
ve beyin ölümüyle karıştırıldığını söyledi. “5 yıl sonra komadan çıktı” gibi
haberlerin daha çok bitkisel hayat ya da minimal uyanıklık olarak kabul edilen
durumlarla ilgili olduğunu anlatan Sarı, “Kesin bir bilgi olmamakla birlikte
komada kalım süresi 1 yıl olarak kabul edilmektedir. Toplumda hastayla hiçbir
iletişimin kurulamaması koma olarak değerlendiriliyor. Komadaki hastayla hiçbir
şekilde iletişim kurulamadığı gibi sesli ya da ağrılı hiçbir uyarıcıya cevap
alınamaz. Genellikle gözleri açık olan bitkisel hayattaki hastalar ise el ya da
ayak refleksleri göstermezler ancak yüzünü buruşturmak, gözünü açıp kapamak
gibi beyin sapını ilgilendiren refleksler verebilirler. İki durum bir birinden
tamamen farklıdır” dedi.
Beyin ölümünden
geri dönüş yok
Özellikle organ bağışını ilgilendiren beyin ölümünün koma
ile karıştırıldığını vurgulayan Op. Dr. Ramazan Sarı, “Doktorun fiziki
muayenesinin yanı sıra komada beynin aktif olarak çalıştığını gösteren beyin
ultrasonu, EEG gibi bir birçok radyolojik görüntüleme yöntemi bulunmaktadır. Bu
tetkiklerle beynin fonksiyonlarını gösteren bulgular elde edilebiliyor. Beyin
ölümünde ise muayene ve tetkiklere rağmen beyinden herhangi bir yanıt
alınamıyor. Beyin ölümü gerçekleşen hastanın artık dönüşü yoktur” diye konuştu.
Hastanın yanında pozitif
cümleler kurmak onu hayata bağlayabilir
Komadaki hastaların konuşulanları duyup duymadığı konusunda kesin bilgi olmadığını belirten Op. Dr. Ramazan Sarı ve Uz. Dr. Sedef Tavukçu Özkan, sevdiği kişilerin konuşması ya da müziklere karşı bazı hastaların beyninde hareketlenmelerin belirlendiğini söyledi. Komadaki hastaların bir iletişim potansiyelinin olduğunu vurgulayan Sarı ve Özkan, “ Komadaki hastanın düşük de olsa ayağa kalkma şansı var. Bu hastaların yanında onları motive edecek, hayata bağlayacak, umut verecek pozitif cümleler kurulmalıdır” dedi.
YORUMLAR