Diyetin
mevsimi olur mu bilinmez fakat yaz aylarına girmişken diyet yapanların sayıca
arttığı şüphesiz. Hızlı kilo kaybı ve mucizevi çözümler vadeden popüler
diyetlerin de bu dönemlerde sıklıkla uygulandığını söyleyebiliriz. İstinye Üniversitesi Hastanesi’nden
Diyetisyen Serra Arslan, “Hızlı kilo vermek mümkün mü?”,“Mümkünse dahi
bunun sağlığa zararları neler?”, “Diyetin incelikleri nelerdir?”,“Diyet
yaparken neleri dikkate almalı, nelerden kaçınmalıyız?” gibi birçok sorunun
yanıtını şöyle verdi:
DİYETİN SANA ÖZEL OLMALI
Diyet
yaparken birinci kural; bireysel özelliklere uygun kişisel ihtiyaçlara yönelik beslenmektir.
Bireye özgü dendiğinde; bu kavramı ayrıntılarıyla ele almak oldukça önemli. Bireyin,
cinsiyeti, yaşı, boy ve ağırlığı ve hatta sosyo-kültürel ve ekonomik durumu
gibi birçok kriter dikkate alınarak kişiye özel oluşturulacakolan beslenme
planı, doğru ve sağlıklı diyet yapıyor olduğunuzun göstergesi olacaktır.Bu
sebeple herkes için aynı diyet, aynı öneriler ve yasaklar görüldüğü üzere ne
mümkün ne akılcı ne de uygulanabilirdir.Diyette en önemli kural vücut
fonksiyonlarının normal seyredebilmesi için bazal metabolizma hızının altında
beslenmemektir. Bu hız da herkes için her durumda farklılık göstereceğinden
beslenme programınız size özel ve gerçekçi hedeflerle oluşturulmuş olmalıdır.
ALINAN-HARCANAN ENERJİ DENGESİ ESASTIR
Beslenme
planı oluşturulurken dikkate alınan bu faktörler, günlük alınması gereken
enerji ve kilo verme hızını da belirleyen faktörlerdir. Ve tabii ki bu
doğrultuda herkesin aynı hızda kilo vermesi mümkün ve sağlıklı değildir.
Zayıflama diyetleri; çok genel bir açıklama yapacak olursak harcadığın
kaloriden daha az kalori almanı sağlayan diyetlerdir. Kalori tek parametre
olmasa da, zayıflayabilmek adına alınan ve harcanan enerji arasındaki dengeyi
sağlamanın gerekliliği de esastır. Fakat bunu yaparken bireyin bazal metabolizma
hızının altındaki enerjilerde beslenmesini sağlamak ne yazık ki kilo
verdirmenin yanında uzun vadede bedeni harap eden ve sağlığı bozan bir faktör.
Sağlıklı bireylerde ayda kadınlar için 3-5 kilo yağ kaybı, erkekler için 4-6
kilo yağ kaybı ulaşılabilir ve sağlıklı bir hedeftir.
AÇ KALMAK BEDENE HAKSIZLIK
Günümüz
şok diyet uygulamaları ne yazık ki zayıflamayı sadece aç kalarak mümkün kılmayı
teklif ediyor. Bireylerin doygunluk sağladığı beslenme programları şaşkınlıkla
karşılanıyor ve sanki bu diyetlerle mucize çözümlemeler alınamayacağı
düşünülüyor. Kısa sürede hızlı sonuç almak adına bedene büyük bir haksızlık
yapılıyor ve uzun açlık süreçleri yaşanıyor.
ŞOK DİYETLER, STRESİ VE İŞTAHI ARTIRIR
İnsan
vücudu şok diyetlerin getirdiği açlık durumunu stres kaynağı olarak
değerlendirir ve aslında kendisini koruma hedefiyle yağ depolamaya meyilli hale
gelir. Bu sebeple kilo sıkıntısı yaşayan çoğu bireyden diyetisyene
geldiklerinde duyulan ilk cümlelerden biri, “hiçbir şey yemesem de kilo
veremiyorum.” olur. Ayrıca yine açlık durumunda metabolizma hızı, yani vücudun
çalışma hızı yavaşlar. Tüm bunlar açlığın fizyolojik olarak verdiği zararlar
olsa da ruha verdiği yoksunlukla yaratacağı zararlar da sağlıksız durumu ikiye
katlar. Zayıflama diyetinin düşük kalorili olması vücut stres yükünü ve iştah
reseptör sayını da artırır. Yine açlık diyetlerinden sonra sıklıkla duyduğumuz
cümle, “yemek yeme isteğimi durduramıyorum.” olur.
SU VE KASTAN DEĞİL YAĞDAN VERİN
Şok
diyetlerle kısa sürede kaybedilen kilolar genellikle vücuttaki kas ve su
kaybını ifade eder, fakat sağlıklı ve kalıcı kilo kaybı fazla olan yağ kütlesi
kaybını sağlamaktır. Su ve kas kaybı olarak verilen kilolar aynı hızla hatta
daha hızlı bir şekilde geri alınır. Bu yüzden “10 kg verdim, 15 kilo olarak
geri aldım” tarzındaki cümleleri bu diyetlerden sonra sıkça duyarız. Özellikle
uzun süre sadece sıvı tüketimini teşvik eden diyetler yorgunluk, baş dönmesi,
bulantı ve baş ağrısına neden olabilir. Deri elastikiyeti bozulur ve vücutta
sarkmalar meydana gelir. Bu diyetler cildin kurumasına, saçların dökülmesine
neden olur.
TEK TİP GIDA DİYETİ RUHSAL YIKIMA YOL
AÇIYOR
Ayrıca
tek tip gıda ile az miktarlarda beslenmeyi öneren şok diyetler monotondur ve
kişide “bir an önce bitsin” hissi uyandırır. İnsanlar bu diyetlerden sonra
eskisinden daha fazla yeme ataklarına girebilirler. Ve bunun yarattığı
başarısızlık hissi ruhsal yıkımlara da yol açabilir. Yanlış uygulamalarla
diyeti yap-boz halinden çıkarıp hayat tarzı haline getirebilmek için önce
kendinizi, bedeninizi tanıyın. Sonra da sadece size özgü, keyifle sağlıkla
sürdürebileceğiniz bir beslenme planını hayatınızı adapte edin. Bu sayede ruhen
ve bedenen doyarak zayıflamanın mümkün olacağını göreceksiniz.
YORUMLAR