Toros Dağları'nın eteklerinde, Ceyhan Nehri'nin Göksun çayı kısmının yukarı kollarına hakim dar vadilerde yer alan ILUHAS adlı küçük ama zengin bir şehir vardı. Bugün Elbistan ile Göksun arasında yer aldığı tahmin edilen bu şehir, kalay ticaretiyle yükselmişti. Yani sadece toprak değil, zamanın en kıymetli metali üzerinde de egemenliğe sahipti.
Ama zenginlik her zaman felaketin işaretidir. M.Ö. 1700 civarında, Babil’in kuzeyindeki Mari Krallığı, bu bölgede ticari egemenlik kurmak istiyordu. Mari Kralı Zimri-Lim, Iluhas’a elçiler gönderdi; “Boyun eğin, itaat edin, size dokunmayalım,” dedi. Ancak Iluhas halkı ve şehrin kralı Kur-Zal, bu teklifi reddetti. Çünkü Iluhas, kendi inancına göre koruma altında olduğuna inanıyordu.
Mari kralı Zimri-Lim gözü kara biriydi. Ve Kur-Zal’ın elçileri reddetmesini büyük bir saygısızlık olarak nitelendirmişti.




YORUMLAR