Zeki Demir, kaleme aldığı yazısında;
6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinin ardından geçtiğimiz günlerde İstanbul’da meydana gelen deprem, toplum olarak depreme ne kadar hazırlıksız olduğumuzu bir kez daha gözler önüne serdi. Konut kiralarındaki yüzde 100’ü aşan artışlar, otobüs bilet fiyatlarının 3 katına çıkarılması gibi birçok unsur fırsatçılığın ulaştığı boyutu acı bir şekilde gözler önüne serdi. Çünkü bu sorun sadece İstanbul’a özgü değil maalesef. 6 Şubat depremlerinin ardından bu yana Kahramanmaraş’ta da durum farklı değil. Kiralar, gıda fiyatları, ulaşım ücretleri arttıkça artıyor. Peki, bu durum bize ne anlatıyor dersiniz?
Hepimiz de çok iyi biliyoruz ki depremler doğal afetlerdir ve ne zaman, nerede olacağını tam olarak kimse bilemez. Ancak binaların yıkılması, can kayıplarının artması doğal değil elbette. Bunlar tam anlamıyla ahlaki çöküntünün ve denetimsizliğin bir sonucudur. Müteahhitlerin "bir kolon eksik olsa ne olacak" zihniyeti, denetçilerin "görmeyen (!), görmek istemeyen gözleri", belediyelerin "dosya tamam" deyip onay verilmemesi gereken yapılara onay vermeleri... Hepsi bir araya gelince ortaya ölüm tuğlalarından örülü binalar ortaya çıkıyor. Çimentodan çalan, demiri eksik koyan, standartlara uymayan müteahhitler, bugün yıkılan binaların en büyük sorumlularıdır. Ve açıkça söylemeliyim ki katillerdir.
YORUMLAR