Evlenmeden önce babasının ‘kızların okulda ne işi var’
sözüyle okulu bırakan Neziha Uzun eşinin ve çocuklarının desteğiyle hayaline
gerçekleştiriyor. Çocuklarının, eşinin ısrarı ve kendi içindeki okuma arzusu
ile ortaokula yazılan Nezihe Uzun, açıktan ortaokulu bitirdi. İçindeki okuma
aşkının büyüklüğü ile ortaokul bittikten sonra hemen açık liseye yazılan Neziha
Uzun, bu yaz liseyi de derece ile bitirdi. Okuduğu esnada ev ekonomisine
katkıda da bulanan Neziha Uzun, eşi ile birlikte kurdukları “Neziroğlu
Tarhanalarını” satış ofisinde eşinin işlerine yardım ediyor.
OKULLU OLMASINA
EŞİ BÜYÜK DESTEK VERİYOR
1993 yılında eşi Ali Uzun ile evlenen Neziha Uzun’un
hayatı değişmeye başladı. 3 çocuğu dünyaya gelen Neziha Uzun, çocuklarının
hepsi liseye başlayınca kendisi de ortaokul eğitimini almaya başladı.
Çocuklarının ve eşinin büyük desteğini arkasına alan Neziha Uzun: “Çocuklarım benim
okumama destek veriyor. Anne, daha ileriye git diyorlar. Mesela benim kızım
üniversite okuyor, 4’üncü sınıfa geçti, o bana daha çok destek oluyor” dedi
EŞİ YAPIYOR KENDİ
SATIYOR
Eşinin başka bir işle uğraşırken iflas ettiğini, tarhana işine öyle girdiklerini belirten
Neziha Uzun şöyle konuştu: “Eşim başka bir meslek ile uğraşıyordu. İflas etti,
bizde tarhana işine girdik. Bu işte tek başına yapılacak bir iş değil. Eşim
yapsın mı? Satsın mı? Eşim ile iş dağılımı yaptık. Eşim bana sen sat bende imal
edeyim dedi. Sabahleyin firiği beraber yapıyoruz, öğleyin bende satmaya
getiriyorum. Tarhana ve firiğin markası ise eşimin köydeki lakabı. Yani Döngele
köyünde eşime ‘nezirler’ derlerdi. Oradan geliyor”
KÜÇÜK BİR TEZGAHLA
BAŞLAMIŞTIK
“Tarhana üretimine 8 yıl önce küçük bir tezgah ile
başladık” diyen Neziha Uzun şöyle konuştu: “Kaldırım kiraladık, küçük bir
tezgahta başladım. Tezgahın aylık kirası bin TL civarını bulunca, iş yeri
açmaya karar verdik. Allah razı olsun eşten dosttan ve Kahramanmaraş halkından
hep bizden alışveriş yaptılar. En azından bir katkımız oluyorsa herkese ne
mutlu bize. Bende ailemi, çocuklarıma katkıda bulunuyorum. 3 tane çocuk
okutuyorum, birde ben okuyorum. Evde 4 tane öğrenci var. Bunlara fayda sağlamak
adına çalışıyoruz. Tarhanalarımızı en güzel şekilde yapmaya çalışıyoruz. Ev
yapımı tarhanalarımız, küçük bir imalathanemiz var, orada eşim ile birlikte
tarhana üretimi yapıyoruz. Öğleden sonra firik kuruyunca gelip satışını
yapıyorum. Tarhanaya çok ilgi var bu mevsimde. Yaz geldiği için karpuz ve kavun
çıktı. Firik biraz daha geride kaldı”
ARTIK ARAÇTA
KULLANABİLİYORUM
Ehliyet almadan önce trafik ile ilgili bir şey
bilmediğini belirten Neziha Uzun: “2007 yılında ehliyetimi aldım. 10 yıllık
ehliyetim var. Ehliyet almadan önce trafikte yaya olarak boşu boşuna yürüdüğümü
düşünüyorum. Ehliyet almadan önceki halime bakarak bunu söylüyorum. Hiçbir
kuralı bilmiyormuşum. Boş geziyormuşum. En azından şimdi kuralları bilmiyorum.
Karşıdan karşıya geçerken, karşıma bir levha çıktığında ne demek istediğini,
oraya girilip girilmeyeceğini biliyorum” dedi.
BABAM OKUTMAMIŞTI
AMA
Oturdukları köyde ilkokuldan sonra okumak için şehre
gelmeleri gerektiğini kaydeden Neziha Uzun, babasının “Kızları emanet edemem,
güvenemem, gözümün önünde olmalarını isterim” sözü ile okuyamadıklarını
belirterek şöyle konuştu: “Babamın bu sözü sonrası ben evlendim. 3 çocuğum
oldu, çocuklarım liseyi bitirmek üzereyken bende okumak için girişimde
bulundum. Eşim çok fazla destek oldu. Allah ondan razı olsun. Özellikle araba
kullanmamam da çok destek oldu. İleri de ne olur, ne olmaz, başına bir iş
geldiğinde kimseye muhtaç olmayasın, ayaklarının üzerine durabilesin diye
yardım etti. Çarşıdaki tüm işleri ben yürütürdüm. Eşimin sigortasını ben
yatırmaya giderdim. Bütün işlere ben koşardım, eşim esnaf olduğu için o işlere
yetişemezdi. Bunları kendin hallet derdi. Su, elektrik, telefon, internet
faturalarını ben öderdim. Çocuklarımı eve bırakıp geri gelir faturaları ben
öderdim. Şu anda bu noktaya geldik. Allah herkesten razı olsun”
EŞİME DESTEK
VERDİM
Neziha Uzun’u eşi Ali Uzun ise şöyle konuştu: “Ali Uzun,
eskiden köy yerinde kızları okutmazlardı. Eşimin annesi ve babası kendisini
okutmamış. İlkokul eğitimi almış ve okulu bıraktırmışlar. Ben hem çalışmasın
hem okumasını sağladım. İlk başta eşimin çalışmasına karşı çıktım. Sonra bana
baya bir destek oldu. Güvenebileceğim tek kişi kendisiydi.
Bize Dnögele köyünde ‘Nezirler’ derlerdi. Bu ‘Neziroğlu’ markasını oradan çıkardık. Güvenebileceği eşi seçerse, birbirlerine çok destek olurlar. Benim güvenebileceğim tek kişi eşimdir, başka kime güvenebilirim”
YORUMLAR