Sıra Dışı Ekip: AKMOD Gönüllüleri

Sıra Dışı Ekip: AKMOD Gönüllüleri

2007 yılında kurulan Arama Kurtarma Moral Destek Birimi (AKMOD), 13 kişi ile başladığı arama ve kurtarma faaliyetini bugün 5 bin gönüllüsü ile yapıyor. Havada, karada, suda her an her tür doğal afet karşısında takviye birlik olmayı üstlenen AKMOD Gönüllüleri, sahip oldukları eğitim, bilgi ve donanım ile artık sıra dışı bir ekip!

16 Mayıs 2017 - 14:28

İlk olarak Kahramanmaraş şehir merkezinde teşkilatlanmaya başlayan AKMOD, zamanla en kırsaldaki mahallelere kadar ulaştı. Büyük Marmara depreminden sonra kurulan ve zamanla diğer depremlerden ders çıkaran bu sıra dışı oluşum, birinci dereceden deprem kuşağında olan Kahramanmaraş için hayati önem taşıyor. AKMOD nedir? Ne iş yapar? Kimlerden oluşur? Bizzat kurucu başkanı olduğu Cahit Küçükönder’den dinledik. Cahit Bey o kadar güzel anlattı ki ben de bir AKMOD gönüllüsü olmaya karar verdi. Eminim siz de okuyunca aynı fikre sahip olacaksınız. İşte Arama Kurtarma Moral Destek Birim Başkanı Cahit Küçükönder ile sizler için yaptığımız dolu dolu röportajımız… Okumakta fayda var benden söylemesi!

AKMOD ne zaman kuruldu?

Arama Kurtarma Moral Destek Biriminin (AKMOD) kuruluşu 2007 yılına dayanıyor. O zamanlar büyükşehir değildik. Belediye Meclis kararıyla Arama Kurtarma Moral Destek Ekibi olarak 13 kişi ile kuruldu. İlk eğitimini İzmit'te aldı. Sonra Yalova ve İstanbul'da eğitimler aldı. Ben kendim de orada bizzat AKMOD'un kurucusu olarak eğitimlere katıldım.

Ne amaçla kuruldu? Hangi görevler için hazır tutuluyor?

Marmara depreminin acıları daha devam ediyordu. 2007 yılında Yalova'da 17 tane arama kurtarma derneğinin kurulduğunu gördük. Orada insanlar o kadar duyarlı hale gelmişti ki depremle ilgili mahallelerde bile Mahalle Afet Gönüllüleri (MAG) adı altında teşkilatlar kurulmuşlardı. İstanbul'un yine birçok yerlerinde Mahalle Afet Gönüllüleri teşkilatı kurulmuştu. Tabii deprem ülkemizin bir gerçeği. Türkiye'nin neredeyse dörtte üçü bir derece deprem kuşağı. Kahramanmaraş ilimiz de birinci derece deprem kuşağında; Doğu Anadolu fay hattı deprem kuşağında! Şehrimizin özellikle Güney ve Güneydoğu kesimleri, Doğu Anadolu Fayına yakın. Biz, bu düşünceden hareketle depremle ilgili kısa vadede ve uzun vadede neler yapabiliriz, diye düşündük. En büyük kurtarma faaliyetlerini ilk 24 saat içerisinde ve o yöredeki insanların organize olması ile başladığını İzmit'teki Marmara depremindeki çalışmalardan gördük. Ve AKMOD 13 kişi ile kuruldu. İşte yaz-kış dağcılık faaliyetleri, arama kurtarma, disiplin, moral-motivasyon eğitimleri düzenli olarak yapılarak tüm kamu kurum ve kuruluşlarının desteğiyle devam etti. Şu anda da Büyükşehir Belediyemizin Meclisi'nde yönetmeliği onaylandı. İtfaiye Gönüllüleri Yönetmeliği de onaylandı. Büyükşehir belediye başkanımız Sayın Fatih Mehmet Erkoç da çok büyük destek veriyor; AKMOD Projesine!

AKMOD gönüllü ekipleri nasıl çalışıyor?

AKMOD, belki de dünyaya model olabilecek bir proje! Çünkü bir afet bölgesinde yüzlerce insan organize olamazlarsa hiçbir şey yapamazlar. Ama eğer organize olabilirlerse 6 kişilik bir grup, bir Arama Kurtarma Ekibi, çok şey yapar. En az 6 kişilik olmalı diyoruz bir başkanı var, enkaz içerisine girecek görevlisi var, malzeme sorumlusu var. Olay yerinde hangi malzemeyi nasıl kullanacağını bilen bunun eğitimini almış insanlar var. Dolayısıyla 6 kişi ile olan bir Kurtarma Ekibi oluşturulur. Düşünün bir enkaz var 60 kişi var ama organize olamıyorlar. Hiçbir şey yapamıyorlar; ama AKMOD gibi arama moral destek ekibi bünyesinde eğitimini almış altışar kişilik gruplar halinde 60 kişiden 10 tane Kurtarma Ekibi oluşur. İşte bu ekiplerden birisi dinlenir, birisi çalışır. Sonra dinlenen ile çalışan yer değişir. 3 tane 6 kişilik ekip 24 saat esasına göre bir enkazda gün boyu çalışma yapar. Çünkü deprem bölgelerinde deprem sonrası çalışmalar gece gündüz aralıksız devam ediyor. Düşünün orada kurtarılmayı bekleyen insanlar var. Belki bunların içerisinde sağ olanlar var. Ne kadar çabuk ulaşılır ve kazazede ne kadar çabuk çıkarılıp sağlık ekiplerine teslim edilirse o kadar başarılı olunur. Yani basit bir yaralanma kangrene dönüşebilir. Buna geç müdahale olunursa uzuv kayıplarına neden olabilir. Mesela kolu kesilebilir, ayağı kesilebilir kangrenden dolayı!

 

AKMOD hangi depremlerde görev aldı?

Marmara depreminde ülkemiz çok büyük bir sınavdan geçti. Aylar sürdü bu enkazlarının kaldırılması… Aylarca enkazları kaldırılmayı bekledi; ama Van depreminde bir hafta içerisinde enkazlarının tamamı kaldırıldı. Biz, Van depremine gittik. Kahramanmaraş İtfaiyesi olarak 42 kişiydik. O zaman buradan oraya giden 7 kişi itfaiyeci, 35 kişi eğitimli AKMOD gönüllüsü arkadaşlar olmak üzere 42 kişiydik. Deprem pazar günü 3 sularında olmuştu. Biz hemen yarım saat içinde hareket ettik. Oraya Van Erciş’e ilk ulaşan en kalabalık ekiplerden biriydik. Yani ilk ulaşan dördüncü ya da beşinci ekip idik. Birçok ilin ekibi 4 kişi veya 5 kişi gelmişti. Mesela İstanbul Büyükşehir'in ekibi yanlış hatırlamıyorsam 39 kişiydi. Ankara'nın ekibi 35 kişiydi. Biz, AKMOD Gönüllüleri ve İtfaiyesi olarak 42 kişiyle orada çok büyük çalışmalara imza attık. İşte depremde 5 katlı bir bina çökmüş, 27 saat boyunca bir anne ve kızı enkazın altında kalmıştı. Annenin ayağında kırıklar var, kaval kemikleri tamamen kırılmış. Hemen yanı başında 5 yaşında kızı… İkisi de canlı enkazın içerisinde! Biz, 4,5 saatlik bir çalışma sonrası anne ile kızını sağ olarak enkazdan çıkarttık. 112 ekiplerine teslim ettik. Cumhurbaşkanımız o zaman Başbakanımızdı. Van'da koşullar çok fazla elverişli değildi. Çünkü artçı depremler oluyordu. Acil durumda olan veya durumu ciddiyet arz eden hastalar başka illere nakliye ediliyordu. Bu kurtardığımız kadın Pınar ışık ve kızı Hiranur Işık kazazedelerin durumundan haberdar olmuş hemen kendi özel hava aracını göndererek o kadının Ankara'ya intikalini sağlamıştı. Ve bize sonradan ulaşan bilgi ile tam zamanında hastaneye yetiştiği oldu. Ciddi manada zamanla yarışılmış, bu kadının kurtarılması için! Eğer birkaç saat geç çıkarılsaydı yada hemen Ankara'ya tam teşekküllü bir hastaneye ameliyata alınmasaymış kadının iki ayağı da kangrenden gidiyormuş. Tabii sadece o değil; bir hafta boyunca 15 tane de ceset çıkardık. Hep şunu diyoruz: Depremlerde binalar öldürür. Deprem öldürmüyor. İşte 5 tane yan yana apartman var: Ortasındaki ya da yanındaki bir tane bina çökmüş diğer 4 tanesi ayakta. Bir sokakta 10 tane apartman var: Birisi çökmüş diğerleri ayakta. İşte burada kentsel dönüşümün de önemi ortaya çıkıyor. Devletimizin yapmış olduğu bu proje gerçekten sıra dışı bir çalışma! Müteahhitlerimize çok büyük görevler düşüyor. Demirini, çimentosunu, betonunun kalitesini, o deprem hatıllarını birebir yapmalarını rica ediyoruz.

AKMOD bu kadar geniş gönüllü kitlesine nasıl ulaştı? Finansmanı nereden sağlanıyor?

Biz Marmara depreminden sonra kurulmuş bir ekibiz. 2007'de Meclis kararıyla kurulduk. Ama son 12 yıl içerisinde özellikle Büyükşehir olduktan sonra AKMOD çalışmaları bütün kırsal mahallelere de yayılmaya başladı. Burada ben özellikle bütün kamu kurum ve kuruluşlarına başta Milli Eğitim Müdürlüğümüz olmak üzere; Gençlik Spor İl Müdürlüğümüze, tüm kuruluşlarımıza teşekkür ediyorum. Ve hepsi duyarlı. Bizimle el ele veriyorlar. Burada öncülüğü Büyükşehir belediyemiz yapıyor. Tüm finansmanını Büyükşehir Belediyemiz karşılıyor. İşte eğitim, donanım, malzeme tedariki gibi konularda bütçeyi Büyükşehir Belediyemiz karşılıyor. Zaten tüzüğünde de öyle geçiyor: Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde tüm kamu kurum ve kuruluşları ile halkımızın katılımıyla oluşan bir oluşum AKMOD. Olağanüstü durumlarda, bir afet durumunda, bir acil durumda hareket edebilen ve bütün bu arama kurtarma çalışmaları sırasında konaklaması, iaşesi hatta ulaşımı Büyükşehir Belediyemizce karşılanan bir oluşum.

AKMOD sadece depremler için mi var?

AKMOD olarak biz sadece depremleri değil; aynı zamanda orman yangınlarına işte kırsaldaki bağ bahçe yangınlarına da müdahale ediyoruz. Bir mesaj atmamızda hemen en yakındaki görevliler olay yerine intikal ediyorlar. Zaten profesyonel ekiplerin yapacağı bir çalışma bu arama kurtarma çalışmaları! Ama AKMOD gönülleri de profesyonel ekiplere yardımcı oluyorlar.

AKMOD yalnız çalışan bir oluşum mu yoksa doğal afetlerde AFAD ile entegre çalışıyor mu?

AFAD, bir afet anında kriz merkezini yönetiyor. AKMOD Gönüllülerinin tamamı afet anında AFAD'ın emrine giriyor. Bir nevi takviye birlik oluyor. Düşünün Marmara depremi sonrası Yalova'da 17 tane arama kurtarma derneği kuruldu. Bir ilde 17 tane arama kurtarma derneği olur mu? Maraş'ta ne kadar var? Bir elin parmakları kadar bile yok. Çünkü böyle bir şey yaşamadı. Biz hep şunu söylüyoruz: İnşallah bu doğal afetler hiç olmaz da bu AKMOD gereksiz bir ekip olarak kalır. Gerek kalmaz böyle bir ekibe; ama lüzum olduğunda da insanların organize olabilmesi lazım. Kimin neyi, nerede, nasıl yapacağını bilmesi lazım. Böyle dağınık kuru kalabalık gibi değil de organize olabilen, işte biri çalışırken diğeri dinlenen, sonra görevi devralan eğitimli ekipler olsun istiyoruz.

AKMOD’un gönüllü varlığı ne kadar?

Dünyada şu anda gönüllü itfaiyecilik diye bir şey var. Avrupa'da Amerika'da her 100 itfaiyecinin 70'i gönüllü. AKMOD aynı zamanda bir gönüllü itfaiyecilik projesi yani yangınlara müdahale ediyor. Kırsalda anız yangınlarına, orman yangınlarına müdahale ediyor. Biz AKMOD gönüllülerine; “Sıradışı bir ekip” diyoruz. Şu an gönüllü sayımız 5 bini aştı. Tüm muhtarlarımızla işbirliği halindeyiz. Muhtarlarımıza su tankeri dağıttık. Geçen sene 50 tane itfaiye şubelerimizden uzak kırsalda nüfus yoğunluğu fazla olan muhtarlıklara öncelik vererek böyle bir adım attık. Bu sene yine 50 tane daha dağıtacağız. Her yıl böyle su tankeri dağıtarak bütün mahallelerimize ulaşacağız. Oralarda gönüllü itfaiyeciler oluşturuyoruz. Arama kurtarma gönüllüleri oluşturuyoruz. Bu yıl da ihalesini yaptık: İlimizin Türkoğlu, Narlı, Pazarcık ve şehrin güneydeki kırsaldaki mahalleler başta olmak üzere içerisinde kazma, kürek, manivela, demir makas ve balyoz gibi materyallerin bulunduğu deprem sandığı projemiz var. Çünkü Marmara depreminde bir kadıncağızın ayağına bir demir saplanmıştı. Saatlerce bir demir makası olmadığı için saatlerce o kadın orada kurtarılmayı beklemişti. Biliyorsunuz Marmara depremi çok yıkıcı olmuştu. Demir çok geç geç kesildiği için o kadının ayağı kesilmek zorunda kalmıştı. Orada basit bir demir makası belki o kadının ayağını kurtaracaktı. Biz, bu düşünceden de hareketle şu anda kırsaldaki 200 tane mahallemize deprem sandıkları dağıtacağız; ihalesi yapıldı bunların.

AKMOD gönüllülerinin şehirde dağılımı nasıl?

Şu anda şehir merkezinde 90 mahallemiz var. Bizim bu 90 mahallenin tamamında 12'şer kişilik ekip yedikleri ile beraber oluşmuş durumda. Tüm elemanların kimlik bilgileri, adresi, telefonu, kan grubuna kadar bizde mevcut. Bunların bir de yedekleri var. Yani her mahallede iki tane kurtarma ekibimiz var, İki tane de onların yedekleri var. Ayrıca bütün kırsal mahallelerimizde muhtarlarımızla toplantılar yaptık. İşte geçtiğimiz iki ay öncesinde, geçen sene de yapmıştık, bu toplantılarda muhtarlarımıza projemizden bahsederek kırsal mahallelerimizde de AKMOD Gönüllüleri teşkilatlanması oluşturmak istiyoruz. Çünkü orada bir göçük veya yangın ya da deprem anında çökme olursa; buradaki ekiplerin çıkıp varıncaya kadar oradaki ekiplerin ilk müdahaleyi yapması açısından çok önemli. İhalesini yaptık 200 tane deprem sandıklarını da göndereceğiz. Tabii bunun için zemini sağlam olan yerlerden ziyade riskli olan bölgelere kırsal mahallelere bu sandıkları göndereceğiz. 200 tane mahallede kurtarma ekibi oluşacak. Bizim şu anda bütün şehir merkezinde bütün mahallelerde ekiplerimiz var. Aynı şekilde kırsal kesimde de ekiplerimiz var; ama 200 tanesi malzemeli ekip olacak. Ben vatandaşlarımızdan bu konuda hassas davranıp; AKMOD Gönüllüsü olmaya davet ediyorum.

Peki, AKMOD ile entegre çalışan Su Altı Timleri nasıl ortaya çıktı?

Bizim Sualtı ekibimiz Büyükşehir olmadan önce yani 2011-2012’li yıllarda dört kişilik bir ekipti. Bunlar itfaiyeci ekipler. İşte itfaiye amiri var içerisinde; itfaiye çavuşu var, itfaiye eri var. İlimizde her yıl ortalama 10 ile 15 arasında boğulma vakası oluşuyor. Tabii dört kişilik bir ekip olunca itfaiyemiz de 7/24 esasına göre çalıştığından yetersiz kalıyordu. Bu 4 kişilik ekip kurulmadan önce de Kahramanmaraş'ta boğulma vakası olduğunda Mersin'den, Antalya'dan dalgıç ekibi olan yerlerden dalgıç talep ediliyordu. Onların da gelmesi bir gün, bir buçuk gün sürebiliyordu. Dolayısıyla kazazedenin yakınlarının acıları da her saat katlanıyordu.

Şu anki Su Altı Timi kaç kişiden oluşuyor?

Biz, 4 kişilik dalgıç ekibimizle birçok olaya müdahale ettik. Daha sonra bu sayımızı 6’ya çıkardık. 7 yaptık, 9 yaptık. 9 kişi olduğunda her vardiyada 3 kişi vaka haberini alır almaz hemen dakikalar içerisinde olay yerine hareket ediyordu. Tabi en yakın Kılavuzlu Barajımız 20 ile 25 dakika sürüyor. Buradan hazırlanıp ekibin oraya ulaşması 25 dakikayı buluyor. Bir de olay yerinin hemen yolun kenarında değil de daha içerilerde olduğu durumlar olabiliyor. Dolayısıyla ekip aracı bırakıp vakanın olduğu yere yaya gittikleri oluyor. Kahramanmaraş'ta şu anda 50'nin üzerinde irili ufaklı baraj ve göletler var. Akarsularımız var. Kahramanmaraş ilimiz boğulmalar yönünden çok riskli. Şu anda dalgıç sayımızı en son eklenen üç kişiyle 12 kişiye çıkarttık. Yani her vardiyada 4 tane dalgıcımız hazır bekliyor. Bunlardan bir kısmı 3 yıldız. Şu anda bayağı tecrübeleri arttı. Diğer arkadaşlarımız geçtiğimiz hafta eğitimleriyle beraber tek yıldızlarını aldılar. Önümüzdeki hafta bir grubumuz daha eğitime gidecek. Bunlar her yıl derin deniz dalışı yapıyorlar. Profesyonel Türkiye Sualtı Federasyonuna bağlı eğitim verebilen kurumlarda 40 metreye kadar dalış eğitimlerini alıyorlar. Yıldızlarını alıyorlar. Burada da barajlarda ve akarsularda eski tecrübeli dalgıçlarımız vasıtasıyla sürekli eğitimlerini yapıyorlar. Her an göreve hazır vaziyette.

Kahramanmaraş’ta boğulmalar ne derece? İnsanlar en çok hangi sebeplerle baraj, gölet veya akarsulara giriyor?

Her yıl ortalama Kahramanmaraş'ta 10 ile 15 arasında boğulma vakası gerçekleşiyor ki bunların büyük bir bölümü ya balık tutarken oluyor veyahut ta serinlemek için yaz aylarında suya girilmesinden dolayı oluyor. Boğulanların yaşları ise genelde 15 ile 25 yaş arası. Küçük çocuk kuyuya düşüyor veya su kenarında suya düşüyor. Onlar küçük bir sayı teşkil ediyor; ama esas sayımızı her yıl boğulan 10 ile 15 kişinin yaş ortalaması 15 ile 25 yaş arasında. Biz her zaman yaz aylarında ailelerimize şunu söylüyoruz: Çocuklarımıza sahip çıkalım. Kesinlikle Büyükşehir Belediyemizin, Gençlik Spor İl Müdürlüğümüzün ve Özel yüzme havuzların dışında suya girmeyin. Çok iyi yüzme bilen insanlar dahi barajlarda boğulabiliyor. İşte atlıyor tepe üzeri ya da ayak üzeri orada bir kaya olabiliyor. Ona çarpabiliyor. Sonuçta barajın içerisini göremiyorsunuz. Veya tabanında bir mil oluyor. Bu mile saplanıyor, çıkamıyor. Bu boğulmanın 4 ile 5 dakika zamanı var. Aslında 3 dakikadan sonra beyin ölümü gerçekleşiyor. 4 dakikada zaten bilinç kaybı ve beyin ölümü oluyor. En yakın ulaştığımız Kılavuzlu Köprüsü orası oluyor zaten 3 dakikada ekibimiz buradan malzemelerini toplayıp ancak çıkabiliyor. Olay yerine varıncaya kadar o kişi zaten çoktan ölmüş oluyor. Biz, cesedini çıkarıyoruz. 2007'den bu yana 150'ye yakın sudan bulma vakasında müdahale ettik; biz daha canlı çıkartamadık. Vatandaşlarımızın kesinlikle çok dikkatli olmasını istiyorum. Bu yaz aylarında çocuklarımıza sahip çıkalım. Onları uyaralım: Asla barajda suya girmeyin, orada riskli yerlerde balık tutmayın, diye uyaralım. Ailelerimizin bu konuda kendi ve çocuklarının sağlığı için hassas davranmalarını istiyorum. (RÖPORTAJ: KENAN ONARAN)

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x