Kurumların Öncelikli Sınavı: Şov mu, Hizmet mi?
Reklam
Zeki Demir

Zeki Demir

Kurumların Öncelikli Sınavı: Şov mu, Hizmet mi?

09 Mayıs 2025 - 04:32 - Güncelleme: 09 Mayıs 2025 - 04:42

Bu şehirde her birey, kurum, oda ve sivil toplum örgütü, Kahramanmaraş'ın yeniden ayağa kalkması için var gücüyle çalışıyor. Kim ne derse desin, bu sürecin şehrimiz için büyük bir fırsat olduğuna inanıyorum.

Özellikle Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel'in başlattığı altyapı çalışmaları, belki de şehrin 100 yıllık sorununu çözecek önemli bir adım. Şehir merkezinde deprem konutlarının inşa edildiği bu dönemde, altyapının da aynı anda tamamlanıyor olması büyük bir şans.

Elbette bu süreçte zorluklar da yok değil. Örneğin, su fiyatlarına yapılan sürekli zamlar, vatandaşlar için kabul edilebilir bir durum değil. Ancak, mevcut suyun yüzde 75'inin kayıp-kaçak olduğu düşünülürse, bu zammın suyun daha verimli kullanılması adına bir önlem olduğunu da anlamak mümkün.

Bu koşullarda, eldeki kaynakların doğru ve verimli kullanılması büyük önem taşıyor. Kaynakların hesapsız harcanması, kurum içinde gereksiz çekişmelere, rant ve çıkar kavgalarına yol açabiliyor. Bunun örneğini geçtiğimiz günlerde bir ilçe belediyesinde gördük.

Ne yazık ki, bazı belediyeler kaynak yaratamadığı için ellerindeki arsa ve taşınmazları satma yoluna gidiyor. Örneğin, geçtiğimiz günlerde Elbistan Belediyesi; Sevdilli, Beştepe, Beyyurdu, Elmalı, İkizpınar, Sarıyatak ve Topallı mahallelerindeki 55 arsa ve taşınmazları açık artırma ile satışa çıkardı.

Ben böyle durumlarda kurumların çok zorda kalmadıkları sürece ellerindeki taşınmazları satmamasını düşünenlerdenim. Sonuç olarak eldeki avuçtaki taşınmazları satacak olursak, o koltuklara kimi oturtursak oturtalım o belediyeyi yönetir.

Bir belediye başkanı, görevi devraldığında ya yeni kaynaklar yaratmalı ya da üretim odaklı politikalar izlemelidir. Aksi takdirde, kurum içinde kontrolsüz çıkar çatışmaları baş gösterir. Bugün birbirlerine şekerdenlik fırlatanlar, yarın çok daha ciddi sorunlara yol açabilir.

Bir de her şey güllük gülistanlık gibi sanatçı getirmenin peşinde olanlar var.

Ne yazık ki, bazı kurumlar şehrin içinde bulunduğu zorlu koşulları görmezden gelerek, adeta "her şey yolundaymış" gibi büyük paralar harcayıp sanatçılar getirmenin hesabını yapıyor.

Hadi özel günleri anlıyorum. 12 Şubat Kurtuluş Bayramı, 5 Nisan Madalya Günü, hatta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gibi önemli ve anlamlı tarihlerde yapılan etkinlikler getirilen sanatçılar elbette değerli. Ancak, sırf "gösteriş olsun" diye, plansız programsız sanatçı davet edip kaynakları savurmak kabul edilebilir değil.

Eğer sanatçı getirilecekse, bunun bir proje, festival veya kültürel etkinlik kapsamında olması gerekir. Mesela, Uluslararası Kahramanmaraş Kitap Fuarı, Uluslararası Şiir ve Edebiyat Günleri, Uluslararası Geleneksel Kahramanmaraş Ağustos Fuarı ve Dondurma Festivali gibi kalıcı değer üreten organizasyonlarla birleştirilirse, halkta da bunun bir karşılığı olur. Deprem sürecinde bile olsak, bu tür faaliyetler şehrin moralini yükseltir. Ama amaçsızca harcanan paralar, hem israfa yol açar hem de hesap sorulması gereken bir yönetim anlayışını ortaya koyar.

Unutmamalıyız ki, biz hâlâ bir deprem şehriyiz. Ayağa kalkmamız için kaynaklarımızı akıllıca kullanmalı, birlik, beraberlik ve dayanışma içinde hareket etmeliyiz. Önceliğimiz, "şov" yapmak değil, kalıcı projeler üretmek olmalı. Sanatçı getirilecekse bile, bunun bir amaç, bir plan dahilinde yapılması en doğrusu olacaktır.

Son olarak; Kahramanmaraş'ın yaraları, ancak samimiyetle örülmüş bir hizmet ağıyla sarılabilir. Kurumlar, sosyal medyada trend olmak yerine, sahada iz bırakan işlere imza atmalı.

Kalın Sağlıcakla..

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar