Yaklaşık olarak son iki yıldır basın camiası olarak bizim, hatta bazı çevrelerin de dilinde olan bir konu var. Bir arkadaşımızın Sayın Mahir Ünal ile bir toplantıdayken dile getirdiği, sağ olsun Mahir beyin de maksimum seviyede destek verdiği TOKİ’nin biz gazetecilere yapması planlanan evler.
Bu konu bizleri heyecanlandırdı, hepimiz diğer vatandaşlarımız gibi uygun koşullarda ev sahibi olacağız diye sevindik. Sağ olsunlar arkadaşlarımız da bu projeyle ellerinden geldiği kadar ilgileniyorlar, çalışıyorlar. Birçok defa Ankara’ya kadar giderek Mahir beyin öncülüğünde projenin takipçisi oldular. Biz de merakla her yeni gelişmeyi takip ediyoruz.
Malum pandemi döneminde ister istemez konu sanki biraz uzadı. Anlıyoruz bu şekilde sürecin gereğinden fazla uzaması normal olabilir ancak burada önemli nokta gereğinden fazla uzamış olmasıdır. Bunun sebebi sadece pandemi olamaz. Sanki başka şeyler de varmış gibi burnumuza kokular geliyor. İnşallah bunlar iyi kokulardır. Tabi bu süreçte ülkemizin farklı bölgelerinde birçok proje hayata geçirildi. Yani pandemi bazı şeylere engel olamadı.
Edindiğimiz bilgilere göre hemen sınır komşularımızdaki meslektaşlarımız TOKİ tarafından yapılan evlerine kavuştular. Güle güle otursunlar. Onlardan bazıları da pandemi döneminde projelendirildi ve bunlardan biri olan Konya’daki evlerin çalışmalarında önemli bir mesafe kat edildiğini öğrendik. Orada basın camiası yani dernekler hiçbir aracı olmadan doğrudan TOKİ’yle sözleşmeyi imzalamışlar ve çalışmalar başlatılmış. Yani buradaki gibi her hangi bir kurum sürece dâhil olmamış, bu da onların başarısıdır. Duyduklarımız doğru mu şu aşamada teyit edemedik ancak bazı illerde ikinci etap çalışmaların yapıldığı iddia ediliyor.
Bizde ise şu ana kadar ciddi gelişmeler oldu ancak bir türlü yol alamadığımız da ortada. Yani şu ana kadar temele kazma vurulmalıydı. Bazı sorunlar yaşadık, süreç içinde çıkmazlara girdik. Bunu da önce Mahir beyin desteğiyle sonra da arkadaşlarımızın özverili çalışmalarıyla aştık. Ama gelinen noktada son gelişmelerin bir muamma olması bizleri üzüyor. İstiyoruz ki biz de artık evlerin yapılacağından emin olalım. Adeta şu anda diken üstündeyiz. Yani oldu-olacak diye beklerken “Acaba olmayacak mı?” diye endişeliyiz ve bu düşünceler arasında sıkıştık kaldık.
Bence bu meseleye hep beraber daha çok yoğunlaşmalı ve bir an önce bu işin net bir sonuca kavuşmasını için uğraşmalıyız. Zira bu iş giderek kabak tadı vermeye başladı.
Hep sayın Ünal’dan bahsettim ama burada tabi ki Niyazi Kara ve Kerem Akçakale gibi değerli meslektaşlarımız ve ağabeylerimize de teşekkür ediyorum. Her ne kadar bu süreçte bazıları bilerek ya da bilmeyerek taş koymaya çalışsa da kendi kafasına göre iş yapsa da, onlar canla başla bu işin hayata geçirilmesi için uğraştılar. O yüzden teşekkürü bir borç biliyorum.
Net olarak artık biz bu emeklerin bir sonuca vardığını görmek istiyoruz. Her şey belirlensin kim ne yapacak, ne ödeyecek, nereye ödeyecek, ne zaman ödeyecek, ne olacak, nasıl olacak bilelim. Bu sürecin bu kadar uzaması normal bir durum değil. Her konuda olduğu gibi bari bu konuda komşularımıza imrenmeyelim. Güç bela bulduğumuz bu fırsatı elimizden kaçırmayalım.
ŞİMDİ SON OLARAK BAZI SORULAR SORALIM:
1. Yapılacak evlerde gazetecilerin dışında hak sahibi olacaklar var mı?
2. Kurumların basın biriminde çalışmayanlar da bu haktan yararlanıyor mu?
3. Başka illerde bir evi olan gazeteciler ikinci evlerini bu vesileyle almışlar, biz de bu imkandan faydalanıyor muyuz? Faydanalanamıyorsak TOKİ’nin istediği sayıyı tamamlamak için nasıl bir yöntem izleniyor?
4. Aynı aileden iki-üç kişiye bu hak veriliyor mu? Verilmiyorsa neden?
5. Gazetecilere yapılıyor denen bu projenin içine ilgisiz alakasız isimler de yazıldı mı?
6. Listeler neden sır gibi saklanıyor? Her şeyin şeffaf olması gerekirken kimden ne saklanıyor?
7. Dernekler kurulan TOKİ komisyonuna mutlaka üye gönderiyor, bu üyeler orada görüşülen konuları kendi dernek üyeleriyle paylaşıyor mu? Paylaşmıyorsa neden? (paylaşan dernekler alınmasın lütfen)
8. Listeye daha önce girememiş gazeteci arkadaşlarımız listeye dâhil edilecek mi? Komisyonun bu konudan haberi var mı?
Daha birçok konu var sormak istediğim ancak masumane sorularımla güzel bir işe köstek olmak istemiyorum. Diğerlerini de ilgililer kendileri cevaplar inşallah.
TOKİ ile ilgili yazılarımın devamı gelmeye devam edecektir.
GEÇEN YAZIYLA İLGİLİ NOT: Bazı muhteremler benim uzun yazı yazamayacağımla alakalı söylemlerde bulunmuşlar. Bundan dolayı bu yazıyı kısa tuttum ki arkadaşlarımız daha fazla hayal kırıklığına uğramasınlar. Ama size söz daha uzun yazılar da yazacağım. Her ne kadar okuyamayacak, okusanız da anlamayacak olsanız bile.
YORUMLAR