Parçalı araziler uzun soluklu problemimiz!

Parçalı araziler uzun soluklu problemimiz!

Son yıllarda ülke genelinde olduğu gibi Kahramanmaraş’ta da etkili olan kuraklık bir tarafa, üretici ile tüketici arasındaki makas farkının tüccarlar lehine işlemesi bir tarafa Kahramanmaraşlı çiftçilerin en büyük ve en uzun soluklu problemlerinden biri de parçalı araziler!

04 Ocak 2017 - 07:49

Gerek mirasçılık gerekse satılması yoluyla parçalanan tarım arazilerinin çoğu mahkeme sürecinde. Bu arazilerin çoğunda tarımsal üretim var ama çiftçiler, devlet teşviklerinden ve desteklerinden yararlanamıyor. Zaten para kazanamayan çiftçiler, devlet desteklerinden de mahrum kalınca farklı arayışlar içine giriyor. Dulkadiroğlu Ziraat Odası Başkanı Mehmet Çetinkaya ile Kahramanmaraş tarımının uzun soluklu problemleri ve 2016 yılı hasat değerlendirmesi üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. Kuraklık, aşırı sıcaklar, taban suyu sevinde yaşanan düşüş, maliyetleri artan çiftçiler, makas farkı, parçalı araziler, zorunlu ürün değişikliği, azalan tarım arazileri, topraktaki verim kaybı, tarım arazilerinin betonlaşması, tarımsal ürünlerin tanıtım ve marka sorunu, ertelenen ve iptal edilen festivaller… Meğer tarımda ne çok sorun varmış. Keyifle okumanı dileğiyle, Ziraat Odası Başkanı Mehmet Çetinkaya’nın gözlemleriyle Maraş tarımı!

2016 yılında Maraş tarımına yönelik genel bir değerlendirme yapacak olursak neler söylersiniz?

2016 yılında hemen senenin başında kuraklık hâkim oldu. Yağışların zamansız oluşu, istediğimiz zamanda çiftçilerin arazide buğday ekimini tamamladıklarında yağışın olmaması akabinde yine yağışların gelmemesi, Kahramanmaraş’ta ciddi bir sıkıntı yaşamamıza neden oldu. Hemen bunun akabinde 2016 yılının ortasında 6 ve 7’inci aylar için bakacak olursak Kahramanmaraş’ta, aslında tüm Türkiye’de kendini gösteren ve etkisi altına alan bir sıcak hava dalgası vardı. Bu sıcak havalardan dolayı birçok üründe güneş yanıkları meydana geldi. Ve erken dölleme döneminde ürünlerin strese girmesine neden oldu. Bu nedenle yüzde 30, yüzde 40’lara varan ürün kaybı yaşandı. Bu durum, Kahramanmaraş’ta yetişen tüm ürün yelpazesinde de etkili oldu. Yani 2016 yılı içinde Kahramanmaraş’ta etkili olan kuraklık ve sıcak hava dalgası nedeniyle yüzde 40’lara varan ürün kaybı yaşandı.

2016 yılından önce tarım ürünlerinde büyük kayıplar yaşadığımız yıllar oldu mu?

2014 yılı oldu. 2014 yılında Kahramanmaraş ve bölgelerimizde; kuraklıktan ve akabinde Nisan ayında yaşadığımız don olaylarından kaynaklı sıkıntılar yaşadık. Nisan ayında don olayının yaşanması Kahramanmaraş için alışılmış bir durum değildi. O sene birçok üründe yüzde 90’lara varan ürün kaybı yaşamıştık. Ama 2014’teki yaşanan ve ardından 3 yıl boyunca etkili olan kuraklığın, 2016 tarımında ürün verimliliğini etkilediğini söyleyebiliriz.

2016 yılı için değerlendirecek olursak; kuraklığın dışında Maraş tarımını olumsuz etkileyen en büyük sıkıntı ne oldu?

Kuraklık ve doğal afetlerin dışında aslında uzun yıllardır Maraş tarımını olumsuz etkileyen etkenlerden bir tanesi de arazilerin çok parçalı olması, çok bölünmüş olması! Bunun yanı sıra da arazilerimizin birçok tapu problemi var. Hazineyle, Milli Emlak ile olan mahkemeler var. Bu da çiftçilerimizin en önemli, en büyük problemlerinden bir tanesi!

Yani bu araziler, şu an tarımsal olarak değerlendirilmiyor mu? Atıl mı bekliyor?

Bu araziler, atıl beklemiyor; ama devam eden bir hukuk süreci var. Çiftçilerimiz, hukuk sürecinin sonuçlanmasını bekliyor. Hukuk süreci de biliyorsunuz; yeni evraklar, yeni delillerin toplanması, mahkemenin değişmesi gibi nedenlerle uzun sürüyor. Sonra yaşanan bir darbe girişimi vardı. Burada da hâkim ve savcıların görevden alınması, davalara bakan hâkimlerin değişmesi gibi nedenlerle uzun süredir çiftçilerimiz mahkemelerin sonuçlanmasını bekliyor. Şimdi pilot bölge olarak Kahramanmaraş’ta Narlı Bölgesi’nde uygulanan arazi toplulaştırma çalışması var. Bu pilot bölge uygulamasından çıkılıp bir an önce Kahramanmaraş genelinde arazi toplulaştırma çalışmalarının devam etmesi lazım. Bu arazilerimizde çiftçilerimiz, tarımla uğraşıyor. Arazilerini ekip biçiyorlar. Ama devlet desteklerinden ve teşviklerinden yararlanamıyorlar.

2016 yılında Kahramanmaraş’ta en çok hangi ürün tercih edildi? Çiftçilerimiz, hangi ürünlere yöneldi?

Suyu az isteyen ürünler tercih edildi. 2014, 2015 ve 2016 yılına baktığımız zaman en büyük problemlerden bir tanesi kuraklığa dayalı olarak susuzluktu. Kuraklık etkili olunca da çiftçilerimiz, daha çok suyu az isteyen ürünlere yönelmeye başladı. Nohut, mercimek, pamuk, buğday gibi ürünler tercih edildi. 2016 yılında suyu çok sevdiği için mısır ekimi de azaldı, diyebiliriz.

Kuraklık, Maraş tarımını ne ölçüde etkiledi? Tarımsal ürün yelpazesinde kuraklıktan kaynaklı ne gibi değişiklikler meydana geldi?

Kuraklığın ciddi manada olumsuz etkilerinin görüldüğü yerlerden bir tanesi de Kahramanmaraş’ın Dulkadiroğlu Bölgesi! Pazarcık ve Narlı tarafına yakın olan Kartalkaya Sulama Havzası’ndan su temin eden çiftçilerimiz, kuraklıktan daha çok etkilendi. Kuraklıktan dolayı ürün yelpazesinde değişiklik olmaya başladı. Yani o bölgede çiftçilerimiz, son derece verimli arazilerde mısır üretimi yaparken; mısırı terk edip bakliyat ürünlerine yöneldi. Kahramanmaraş’ın tarımsal ürün yelpazesinde de değişikliğe neden oldu, diyebiliriz.

Taban suyu seviyesinde yaşanan değişiklikler sulama imkânı zayıf olan bölgeleri nasıl etkiledi?

Taban suyunun az oluşu veya yüksek oluşu aldığımız yağışlarla doğru orantılı. Yağışlarımızın az olması sebebiyle Kahramanmaraş genelinde birçok bölgede, yani su sorunu olmayan Onikişubat Bölgesinde dahi taban suyu seviyesi düştü. Kahramanmaraş genelinde, taban suyu noktasında sıkıntı olmayan yer yoktu. Sulama birliklerinde su olmadığından; çiftçilere ikinci üründe veya suyu çok seven mısır gibi ürünlere su verilemediği için çiftçilerimiz kendi imkânlarıyla sondaj kuyularıyla su bulma yoluna gitti. Geçtiğimiz yıllarda 50 metreden, 100 metreden su bulunurken; taban suyu seviyesinde düşüş nedeniyle 150 metrelere kadar kuyu vurulmaya başlandı. Tabi 150 metre derinlikte vurulan kuyularında kullanılan pompaların çekiş gücünün biraz daha fazla olması, elektrik sarfiyatı ve maliyetlerin artması çiftçiyi biraz daha olumsuz etkiledi. 

Çiftçilerimiz makineli tarıma ne ölçüde yöneldi? Makineli tarım Kahramanmaraş’ta yeterince yaygınlaştı mı?

Kahramanmaraşlı çiftçilerimiz, yeniliklere son derece açık! Tarım fuarlarına olan ilgi her geçen gün daha da artıyor. Çiftçilerimizin, makineli tarıma geçebilmesi için ekonomik durumlarının iyi olması lazım. Parası olduktan sonra çiftçilerimiz, yenilikleri takip ediyor. Teknolojik ekipmanları, alet ve edevatı satın alıyor. Büyükşehirlerde, tarımın ciddi oranda yapıldığı Çukurova Bölgesini kıyaslayacak olursak; Kahramanmaraş’ta da ciddi oranda alet, edevat ve ekipman edinme noktasında çiftçimiz gayretli. Bu durum, çiftçilerimizin tamamen ekonomisiyle alakalı. Ama ekonomiyle bağdaştığı için 2014 yılından bu yana Türkiye genelinde yaşanan bir kuraklık, çiftçimizin biraz duraklamasına neden oldu. Kuraklık, ürün kaybı, ürün değişikliği ile alakalı çiftçimiz, ekonomik olarak biraz zayıfladı. Zayıflayınca da teknolojik ekipmanlardan biraz yararlanamaz oldu. 

Tarım ürünlerinin hasatında 2016 yılı için her hangi bir sürpriz yaşandı mı? Hasat beklentilerin altında mı üstünde mi gerçekleşti?

Havaların sıcak oluşu, buğdayda verimin düşük olmasına neden oldu. Sıcak hava, mısırın döllenmesine etki ettiği için ürün veriminin düşmesine neden oldu. Yani buğday ve mısırda biraz verim kaybı oldu diyebiliriz. Mısır için konuşacak olursak; Kahramanmaraş genelinde dönüme 1,5 ton civarında mısır hasat edilirken bu oran 1 tonlara kadar düştü.

Kuraklık, aşırı sıcaklar, ürünün para etmemesi gibi nedenlerle çiftçilerin, tarımı bırakması söz konusu oldu mu? Tarımdan başka alanlara kayma var mı?

Çiftçilerimizin yeni arayışlar içine girmesi dönem dönem olmuştur. 2014 yılından bu yana Kahramanmaraş’ta farklı yönlere kaymalar oldu. Genelde 2016 yılına baktığımız zaman Kahramanmaraş’ta buğday, mısır, pamuk, biber gibi ürünlerden ziyade biraz daha seracılığa kaymaya başlandı. Kahramanmaraş’ta şu anda tahmin ediyorum 4 bin dönüm civarında bir sera kurulu. Aslında seracılığa, bahçe türü bitkilere bir geçiş var. Ama her ne kadar olsa da çiftçilikte temel bir kural vardır: Toprak satılmaz. Çiftçi, tarıma kolay kolay küsmez. Sadece çiftçilik yapacak kimse kalmazsa en son safhada aile bireylerinden de hiç kimse yapmazsa; tarım o şekilde bırakılır. Yani bu yıl için para kazanamadım, tarımı bırakayım, gibi bir düşünce hiçbir zaman olmaz. Çiftçi her zaman üretir. Çiftçilerimizde, bıldır kazanırız, tabiri vardır. O nedenle çiftçilerimiz, kolay kolay tarımı bırakmaz.

Tarımda ne tür devlet destekleri sağlanıyor? 2016 yılında bu desteklerde artma ya da azalma oldu mu? Destekler, yeterli mi? Teşvikler ve destekler hakkında neler söylersiniz?

2016 yılına baktığımız zaman devletimizin tarım politikaları doğrultusunda; bazı ürünlere verilen desteklerde artış oldu. Bazı ürünlerin desteklerinde de düşüş oldu. Mesela mısır desteğinde, 2016 yılında yüzde 50 bir düşüş yaşandı. Bunun sebebine gelince biliyorsunuz en büyük problemimiz, susuzluktu. Yani çiftçilerin, suyu daha az isteyen ürünlere yönlendirilebilmesi için destek payı aşağı çekildi. Zaten kuraklıkla mücadele ederken, mısır üretimini teşvik etmek de anlamsız olurdu. Mısırdaki devlet desteğinde bu nedenle düşüş oldu. Yani hem suyumuz yok hem de suyu çok isteyen bir ürüne destek vermek yanlış olur diye mısırın desteği kaldırıldı. Bunun yerine suyu daha az isteyen ürünlerimiz vardı: Pamuk, soya gibi ürünlerin destekleri arttı. Buğdayda gözle görülecek bir artış olmadı. Onda rutin bir artış yaşandı. Suyu az isteyen ürünlerden bölgemizde yaygın olmasa da aspir, kanola gibi ürünlerin desteği arttı.

Üreticilerin de tüketicilerin de en çok şikâyet ettiği konu; makas farkıydı. Üretici ile tüketici arasındaki makas farkı ne kadar azaldı? Alınan tedbirler yeterli oldu mu?

Aslında bu tüm Türkiye’de geçerli olan bir sorun. Bu her zaman için stokçuların veya tüccarların kazanç sağladığı, çiftçinin gecesini gündüzüne katarak yaptığı mesai sonucu hak ettiği ancak para kazanamadığı bir dönem oldu. Ama bu sadece 2016’da değil geçmiş yıllarda da çiftçinin en temel sorunlarından biridir aslında! 2016 yılında da yine üreten çiftçi oldu, kazanan tüccar oldu. Çok bir şey fark etmedi. Ama ne zaman ki çiftçinin ekonomik gücü iyi olur, birlikler-kooperatifler aracılığıyla veya kendi imkânlarıyla stokçuluğu tüccar değil de çiftçi kendi yapar, tedarikçiliğini ve toptancılığını çiftçi kendi yaparsa o zaman aradaki makas farkını çiftçi kendi kazanır. Çiftçi kazanırsa da ürettiği ürünü seve seve üretir, aşk ile üretir.

Makas farkı nedeniyle üzülen üretici ile tüketiciyi direkt olarak buluşturmak mümkün mü? Bunun için neler yapıldı? Gelecekte neler yapılabilir?

Üretici ile tüketiciyi tam anlamıyla değil de kısmen buluşturmak mümkün! Çünkü üreten çiftçimiz, sürekli arazisinin başında olmak zorunda. Yerel olarak bölgemizde sabit olarak köy pazarları biraz daha artırılabilir. Çiftçimiz, ürettiği ürünün tamamını olmasa da bir kısmını kendi imkânlarıyla direkt olarak pazarda tüketiciyle buluşturabilir. Bu şekilde haftanın belirli günlerinde belirli noktalarda köy pazarları oluşturulabilir.

Kahramanmaraş’ta tarım alanlarının oranları yeterli mi? Bu alanlar artıyor mu azalıyor mu?

Kahramanmaraş’ta tarım arazileri, her geçen gün azalıyor. Aslında bu, dünyanın sorunlarından birisi! Her geçen gün tarım arazileri yok oluyor. Neden yok oluyor? Gerek barajların yapılması gerek organize sanayilerin yapılması gerekse tarım arazilerinin imara açılmasından dolayı tarım arazileri yok oluyor. 2010 yılı ile 2015 yılı arasındaki verilere baktığımız zaman 50 bin hektar tarım arazisinin yok olduğunu görüyoruz. Bu demektir ki her geçen gün tarım arazilerimiz yok oluyor. Tabi ki biz sanayiye, organize sanayiye, şehirleşmeye karşı değiliz ama bu uygulamalar yapılırken; tarım arazilerinin de göz ardı edilmemesi lazım. Yani en kaliteli, en verimli tarım arazilerimizin betonlaşmasına karşıyız. Tabi bunlar birbirine entegre olan tesisler, sanayimiz olmazsa tarımımızın ne anlamı var? Tarımımız olmazsa sanayinin ne anlamı var.

Maraş, nadas uygulamasına ne kadar sadık?

Kahramanmaraş’ta tarımsal arazilerimiz, ne yazık ki nadasa bırakılmıyor. Neden bırakılmıyor? Çiftçi girdi fiyatlarının, maliyetlerinin çok yüksek oluşu, gelirin az oluşu, az para kazanılasından dolayı tarlalarımızı nadasa bırakma gibi bir olayımız kalmadı. Bir taraftan da Kahramanmaraş’ın iklim bakımından elverişli olması ikinci ürün için toprağın işlenmesini yaygınlaştırdı. Hatta bahçeciliği de sayarsak üçüncü ürün olayı da var. Çiftçi, para kazanamayınca mecbur, zararını karşılamak amacıyla ikinci ve üçüncü ürüne yöneliyor. Toprağın sürekli işlenmesi de toprağın verim açısından fakirleşmesine neden oluyor. Daha iyi ürün elde etmek isteyen çiftçi bu sefer daha fazla kimyasal daha fazla gübre kullanıyor. Bu da hem toprağa daha fazla zarar veriyor hem de çiftçinin maliyetini artırıyor.

Maraş’ta 2016 yılı içinde yıldızı parlayan ve hem üreticinin hem de tüketicinin yüzünü güldüren ürün ne oldu?

2016 doğal afetlerin yaşandığı bir yıl oldu. Çiftçimiz mısırdan çok memnun kalmadı. Geçtiğimiz yıllara oranla buğdaydaki verim fena değildi. Zeytin için yok yılıydı, diyebiliriz. Evinde yemeye yetecek kadar bile zeytin hasat edemeyen çiftçilerimiz oldu. Cevizde verim fena değildi. Ayvamız, iyiydi. Bahçe türü meyvecilik ön plandaydı.

Yöreye özgü meyve ve sebzeler üzerine yapılan festivallerin sayısı giderek düşüyor. Özellikle terör örgütlerinin kanlı eylemlerinin sıklaşması ile festivallere neredeyse ara verildi. Festivallerin artılarını düşünürsek; festivallerin tutacak başka programlar yapılabilir mi?

Aslında festivallerin yerini tutacak başka tür organizasyonlar yapılabilir. Bu tür organizasyonların, devlet tarafından da belediyeler tarafından da desteklenmesi gerekiyor. Geçtiğimiz yıllarda Şahin Kayası’nda, Ayva Festivali yapıldı. Bizim de oda olarak orada dereceye giren çiftçilerimize hediyelerimiz oldu. Bu tür festivalleri biliyorsunuz internet ortamında yayınlıyoruz. Bunlar yerel basın veya ulusal basına yansıdığında Kahramanmaraş’ta Şahin Kayası’nda, ayva yetiştiğini gören büyük firmalara tedarikçilik yapanlar, gelip buradan bahçelerden tırlarla ayva satın aldı. Bu tür etkinliklerin, her zaman yapılması taraftarıyım. Hem üreticiyi onure etmek adına hem de tüketiciyi haberdar etmek adına festivallerin, üreticiyle tüketiciyi buluşturmak gibi bir misyonu var. Terör örgütlerinin eylemleri sonucu verdiğimiz kayıplar nedeniyle eğlence içeren festivallere zaman zaman ara veriliyor ya da festivaller iptal ediliyordu. Hani eğlenceden biraz daha soyutlanmış festival tadında programlarla marka olma yolunda ilerleyen Kahramanmaraş’a özgü ürünlerin tanıtımı için çeşitli organizasyonlar yapılabilir. (RÖPORTAJ: KENAN ONARAN)

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x