Ezgi Apartmanı Davasında Sosyal Medya Değil, Hukuk Konuşsun!
Reklam
Zeki Demir

Zeki Demir

Ezgi Apartmanı Davasında Sosyal Medya Değil, Hukuk Konuşsun!

24 Ağustos 2025 - 16:05 - Güncelleme: 24 Ağustos 2025 - 16:31

6 Şubat Depremleri, Kahramanmaraş’ın kaçınılmaz gerçeğiyle yüzleştiğimiz kara bir gündü. Evet, kimse bu denli büyük bir yıkımı, on binlerce canın enkaz altında kalacağını, şehrin neredeyse yerle bir olacağını öngöremezdi. Ama bir gerçek vardı. Kahramanmaraş bir deprem şehriydi ve yıllardır bunun uyarısını yapan bilim insanları, basın mensupları defalarca kez “bu şehir risk altında” diye yazdı, çizdi, haykırdı. Ne yazık ki bu sesler duyulmadı.

Bugün geldiğimiz noktada, tarihimizin en büyük felaketini yaşadığımız gerçeğiyle yüzleştik. O gün, 12 bin 622 insanımız hayatını kaybederken 9 bin 243 kişi de yaralandı. En çok can kaybının yaşandığı yer, Ebrar Sitelerinin bulunduğu bölgeydi. Yalnızca burada bin 400 insanımızı kaybettik. Birde Ezgi Apartmanı meselesi var. 35 kişinin hayatını kaybettiği Apartman. İsimler, rakamlar, adresler değişebilir ama değişmeyen tek şey acıdır. Çünkü afetler, kaçınılmaz olarak hayatımızın bir gerçeğidir.

Buradan çıkarılacak tek ders vardır. Depremle yaşamayı öğrenmek. Bunun yolu da tıpkı Japonya’nın yaptığı gibi sağlam yapılar inşa etmekten, denetimden asla taviz vermemekten, “parası olan yapsın” anlayışını terk etmekten geçer. Bu işi gerçekten bilen, ehli ve sorumluluk sahibi insanlara bırakmak zorundayız. Aksi takdirde her depremde, şehir yeni bir toplu mezara dönüşecektir.

Ama bugünlerde dikkat edilmesi gereken bir başka tehlike daha var. Depremin üzerinden geçen onca zamana rağmen sosyal medyada hâlâ özellikle Ezgi Apartmanı üzerinden sistemli bir kampanya yürütülüyor. Sabah-akşam aynı senaryo. “Kolon kesildi” iddiası pompalanıyor, davalar manşete çekiliyor, kamuoyu belirli bir noktaya yönlendirilmeye çalışılıyor. Sorulması gereken soru şu! Neden sürekli aynı apartman? Neden özellikle aynı isimler?

Üç ayrı bilirkişi raporunda açıkça suçsuz oldukları belirtilmesine rağmen Ezgi Apartmanı üzerinden sürekli “Kervan” markası hedef gösteriliyor. Burası çok kritik. Bu mesele artık bir deprem davası olmaktan çıkıp, şehrin en büyük markalarından birini yıpratma operasyonuna dönüşmüş durumda. Amaç çok açık. Yıllardır Kahramanmaraş’ın adını Türkiye’ye ve dünyaya duyuran, binlerce insana ekmek kapısı olan Kervan Pastanelerini itibarsızlaştırmak, halkın gözünde günah keçisi ilan etmek.

Oysa mesele çok daha büyük.

Eğer suçlu arayacaksak, yanlış adreste aramamalıyız.
Suçlu arayacaksak, 4 katın üstünde bina yapılmaması gereken yerlere izin verenlerde arayalım.
Suçlu arayacaksak, göz göre göre denetimlere imza atanlarda arayalım.
Suçlu arayacaksak, yıllarca rant uğruna şehirlerin imar planlarıyla oynayanlarda arayalım.
Suçlu arayacaksak, bilimin sesini kulak ardı edenlerde arayalım.
Suçlu arayacaksak, imar affı adı altında kaçak ve çürük yapılara meşruiyet kazandıranlarda arayalım.
Suçlu arayacaksak, deprem toplanma alanlarını alışveriş merkezi ve rezidans yapanlarda arayalım.
Suçlu arayacaksak, yıkılması gereken binaları “dayanıklı” raporlarıyla ayakta tutanlarda arayalım.
Suçlu arayacaksak, işini ehline değil “tanıdığa” verenlerde arayalım.
Suçlu arayacaksak, denetim görevini masa başından imza dağıtmak sananlarda arayalım.
Suçlu arayacaksak, her seçim öncesi popülizm uğruna göz göre göre imar kirliliğine izin verenlerde arayalım.
Suçlu arayacaksak, belediye ve kurumlarda görev alıp görevini yapmayanlarda arayalım.
Suçlu arayacaksak, bu şehrin geleceğini düşünmeyip sadece cebini dolduranlarda arayalım.
Suçlu arayacaksak, halkı uyarması gerekirken susan, görmezden gelenlerde arayalım.
Suçlu arayacaksak, felaketlerden ders çıkarmayıp aynı hataları tekrarlayanlarda arayalım.

Bu şehirde sorun birkaç kişide değil, sistemin çürümüşlüğündedir. Suçlu da suçsuz da er ya da geç yaptıklarının hesabını verir. Ama şehri ayağa kaldıracak markaları yok etmek, yarınlarımızı da yok etmektir.

Kahramanmaraş’ın yeniden ayağa kalkması için Kervan, MADO ve AKDO gibi markalara ihtiyacı var. Onları itibarsızlaştırmak, aslında bu şehre yapılacak en büyük kötülüktür.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar