KASKİ'den Zulüm Gibi Açma-Kapama Bedeli: 561 TL
Reklam
Zeki Demir

Zeki Demir

KASKİ'den Zulüm Gibi Açma-Kapama Bedeli: 561 TL

25 Ağustos 2025 - 15:52

Su, insanın en temel ihtiyacıdır. Nefes almak kadar doğal, yaşamak kadar vazgeçilmezdir. Hele ki bir şehir, tarihinin en büyük felaketini yaşamış, enkazın tozu dumanı arasında yeniden ayağa kalkmaya çalışıyorsa… Düşünün, depremden çıkmış bir şehir. Yıkımın ve kaybın en ağır izlerini taşıyan bir halk. İşte tam da böyle bir dönemde suyun önemi, sadece bir ihtiyaç olmaktan çıkar; umut, dayanma gücü ve yeniden hayata tutunmanın simgesi haline gelir.

Oysa deprem öncesinde bile kayıp-kaçak oranı yüzde 50’leri aşmıştı. Depremden sonra bu oran yüzde 75’lere tırmandı. Yani şehrin damarlarına can taşıyan suyun neredeyse dörtte üçü kayboldu. Buna rağmen insanlar, dişlerini sıkarak, sabırla ve iyi niyetle bekledi. Çünkü biliyorlardı ki yaşadıkları felaketin ardından sorunlar katlanacaktı.

Ama sabrın da bir sınırı vardır. Çünkü bu şehir, tarihin en yüksek sıcaklıklarının yaşandığı günlerde, tam da en çok ihtiyaç duyduğu anda susuz bırakıldı. Su, bir var bir yok; “zırt pırt” kesildi. Günlerce, haftalarca musluklardan tek damla akmadı. İnsanlar bir damla suya hasret kalırken, yetkililerin yaptığı şey vatandaşa çözüm sunmak değil, tam tersine veremedikleri suyun cezasını vatandaşa kesmek oldu.

İşte burada mesele sadece teknik bir problem olmaktan çıkıyor. Bu, artık insanların en temel hakkının gaspı, felaketin yaralarını sarmaya çalışan bir halka yapılabilecek en büyük haksızlık haline geliyor. Çünkü suyu kesmek, susuz bırakmak sadece bir hizmet eksikliği değildir; bir şehrin onuruna, insanın yaşam hakkına dokunan ağır bir vebaldir.

Gelelim KASKİ’nin bitmek tükenmek bilmeyen sorun zincirine…

Deprem bölgesinde vatandaşa veremediğin suyun faturasını, sayaç okuma, açma-kapama gibi hizmetler adı altında çıkarmak, hangi vicdana sığar? İşin en vahim tarafı ise bu bedellerin, elektrik ve doğalgaz gibi temel hizmet sağlayıcılarının ücretlerinden 3-4 kat daha yüksek olmasıdır. Yani bir yandan su veremiyorsun, diğer yandan da suyun olmadığı günlerin faturasını vatandaşa kesiyorsun.

KASKİ’nin ihale ettiği firma, Hatay merkezli Er-San Elektrik. Bu firma, KASKİ adına kapı kapı dolaşıyor; borcunu ödeyemeyen depremzede vatandaşın suyunu kesiyor ve bu işten milyonlarca lira kazanıyor. Peki nasıl? Çünkü KASKİ adına yapılan bir “açma-kapama” işlemine tam 561,21 TL ücret kesiliyor. Evet, yanlış okumadınız. 561 lira 21 kuruş! Böylesine uçuk, afaki bir rakamın hangi mantığa, hangi kriterlere göre belirlendiğini bilen yok. Ama ortada apaçık bir gerçek var. Deprem görmüş, yıkım yaşamış bir şehre böylesi bir yük bindirmek, su hizmeti üzerinden vatandaşı sömürmek düpedüz ihanettir.

Üstelik karşılaştırmalı tablo her şeyi gözler önüne seriyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) açıkladığı ve doğrudan firmalardan aldığımız resmi bilgiler, KASKİ’nin uyguladığı fahiş bedelin vahametini ortaya koyuyor.

AKEDAŞ’ta (elektrik) açma-kapama bedeli sadece 128,16 TL.

ARMADAŞ’ta (doğalgaz) ise bu rakam 188,40 TL.

Yani KASKİ’nin depremzede vatandaştan talep ettiği ücret, elektrik ve doğalgazın toplamından bile yüksek! Bu tablo, sadece bir hizmet kusuru değil, adalet ve vicdan terazisinin tamamen bozulduğunun göstergesidir.

Artık şu gerçeğin altını özellikle çizmek istiyorum. Su, bir lütuf değil, bir hizmet değil, insanın en temel hakkıdır. Depremden çıkmış, yaralarını sarmaya çalışan bir şehirde, vatandaşa suyu ulaştıramamak zaten başlı başına büyük bir eksikliktir. Ama üstüne bir de bu eksikliğin bedelini vatandaşa kesmek, açma-kapama adı altında fahiş rakamlarla cebine el uzatmak kabul edilemez.

KASKİ, bir hizmet kurumu olmaktan çıkıp vatandaşa yük olan bir yapıya dönüşmüştür. Bugün susuz kalan insanlar, yarın fahiş bedellerle borç yüküne mahkûm edilmektedir. Bu durum, sadece idari bir hata değil; aynı zamanda vicdani bir çöküştür.

Çünkü deprem görmüş, en temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanan bir halka yapılacak en büyük kötülük, ekmeğini, suyunu, nefesini elinden almaktır. Vatandaşın tek istediği şey, hakkı olan temiz suya makul şartlarda erişmek. Bu kadar.

KASKİ yetkililerine düşen, vatandaşa dayatılan bu haksız uygulamaları derhal sona erdirmek ve şehrin su sorununu gerçekçi çözümlerle ortadan kaldırmaktır. Aksi halde, bugün susuzluğun, yarın adaletsizliğin hesabı mutlaka sorulur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..

Son Yazılar