Onikişubat ilçesine bağlı Kurucuova Mahallesi’nde ikamet
eden Bayırlı, 2010 yılında hem ÖSYM sınavlarına girerek Türkçe Öğretmenliğini
kazandı hem de askeri sınavda başarı göstererek Jandarma Astsubaylığı kazandı.
Kıbrıs gazisi olan babası, oğlunu Türk Silahlı Kuvvetlerini tercih etmesi için
teşvik etti. Babasının da isteğiyle orduya giren Orhan Bayırlı, 2012 yılında
çok sevdiği mesleğine başladı. Fakat görev yaptığı 2 yıl boyunca ordu içindeki
FETÖ yapılanması peşini bırakmadı: 300 lira himmet parası vermemesi halinde
meslekten attırmakla tehdit ettiler. Tehditlere meydan vermeyen Bayırlı, 2014
yılında ordudaki görevinden ihraç edildi. Hayatına yıllar önce tercih etmediği
Türkçe Öğretmenliğini okuyarak devam eden Bayırlı, şimdi kazanılmış hakkını
geri istiyor.
Vatanını çok severek talip olduğu görevde şan ve şeref dolu
yıllarını bir kalemde silip attıklarını belirten Bayırlı, şöyle konuştu: “1974
harekatına katılan Kıbrıs Gazisi Mustafa Bayram'ın oğluyum. 8 kardeşiz. En küçüğü
benim. Babam bir tane oğlunun dahi okuyamadığından mustaripti. Ben 2010 yılında
Türkçe öğretmenliğini kazandım, aynı zamanda askeri sınavlarda astsubaylığı
kazandım. Babam kendisi orduyla gurur duyduğu için TSK içerisinde gazi olduğu
için beni Türk Silahlı Kuvvetleri'nde astsubay olarak göndermek istedi. Ben de
astsubaylık mülakatlarına girdim. Mülakatları geçtim. Jandarma okuluna başladım.
Bu FETÖ’cüler, askeri okulda da 2010 yılında göreve geçtikten sonra da peşimi bırakmadılar.
Benden ayda 300 lira para istediler ve devamlı benimle görüşmek istediler. Ben
bunları kabul etmeyince beni meslekten attırmakla tehdit ettiler. Görev yaptığım
Manisa'daki evime geldiler. Gaziantep'te ablamgil oturuyordu. Ablamgilin yanına
adam gönderdiler. Bizim köydeki evimize adam gönderdiler. Devamlı tehdit
ettiler.” Kendileriyle görüşmemesi ve 300 lira himmet parasını vermemesi
durumunda meslekten attırmakla tehdit ettiklerini aktaran Bayırlı, “Ben de ondan
sonra ellerinden geleni arkalarına koymasınlar diye haber gönderdim. 2 sene
görev yaptım. En son Bingöl’deydim. Bingöl'den 2014 Kasım ayında izne geldim.
Benimle görüşmek istediklerini söylediler. Ben de görüşemeyeceğimi söyledim. Ancak
sonrası gün evime gelmişler. Beni evde bulamayınca çekip gitmişler. Aradan bir
hafta geçmeden beni Jandarma Genel Komutanlığına Disiplin Kuruluna çağırdılar. Görev
yaptığım süre boyunca zaten bu tehditlere aldırış etmediğim için Bölük Komutanı
Yüzbaşı Serkan Tahirkeskin devamlı olarak benim savunmamı aldı. Adını disiplinsizlik
koydular. 2011 yılında 18 disiplinsizlik puanı diye bir şey çıkarttılar. Onu doldurunca
21 Kasım’da disiplin kuruluna çıkardılar. 26 Aralık'ta da sırf onlara hizmet
etmedim diye beni meslekten ihraç ettiler” dedi. Hakkını aramak için nereye
gittiyse hep FETÖ’cülerle karşılaştığını dile getiren FETÖ kurbanı Bayırlı, “Bu
zamana kadar başvurduğum her yerden FETO’cü çıktı. Bundan sonra ben hakkımı
aramak için Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne gittim. Milletvekilleri ile
görüştüm. Bakanla görüştüm. Bunların hepsini söyledim. O zamanda TSK içerisinde
böyle bir yapılanma olur mu, diye beni ciddiye almadılar. Ancak 2016 yılında 15
Temmuz gecesinde gördük ki TSK içerisindeki bu yapılanma, bu paralel devlet
yapılanması gerçek yüzünü gösterdi. Devletimize darbe teşebbüsünde bulundular. Seçilmiş
yönetimi bertaraf etmeye çalıştılar. Bu kişilerin hepsi cezasını aldı. Beni meslekten
alanların hepsi görevinden oldu. Hepsinin üstü soyuldu. Sıkıntı o değil. Benim hakkım
yendi. Benim tek isteğim: Benim hakkımı versinler. Ben kimseden aş, ekmek
istemiyorum. Kimseye, bana iş verin, diye yalvarmıyorum. Benim kazanılmış bir
hakkım var. Ben oraya emek vererek geldim. Çalışarak geldim. 15 yılın emeği
kolay değil. Ben 15 yıllık emeğimin sonucunu istiyorum. Ben hakkımı istiyorum.
Benim babam ben oraya kolay getirmedi” şeklinde konuştu. 15 Temmuzdan sonra
görevine yeniden dönmek için çeşitli girişimlerde bulunduğunu kaydeden Bayırlı,
sözlerine şunları ekledi: “Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak Bey, Kahramanmaraş'a
geldiğinde onunla görüştüm. BİMER üzerinden Başbakanlığa yazdım. Bu kişiler
tutuklandı. Ben sadece hakkımı istiyorum. Şu anda 5-6 yerde mahkemem var. Yargı
çok yavaş işliyor. Birden çok girişimim oldu ama hepsi sonuçsuz çıkıyor çıktı.
Ben de Feto mağduruyum. Bunu açıkça söylüyorum. FETÖ’cüler benden para istedi. Ben
vermedim. Eğer verseydim şu anda belki de onlardan olacaktım, göreve devam
edecektim. Ama ben asla o hainlerden olmadım. Şu anda ben Kırşehir Ahi Evran
Üniversitesi'nde okuyorum. 2014 yılında meslekten ayrıldıktan sonra da aktif
olarak Kırşehir'de AK Parti gençlik kollarında görev yapıyorum aktif olarak
görev yapıyorum.” En büyük tesellisinin kendisi gibi on binlerce kişinin
hayatıyla oynayanların tutuklanması olduğunu ifade eden bayırlı, şimdi
kazanılmış hakkını geri istiyor. (KENAN
ONARAN)
YORUMLAR