Tekstilde sendikalı kıyımı mı yapılıyor?

Tekstilde sendikalı kıyımı mı yapılıyor?

Bir tekstil şehri olan Kahramanmaraş’ta, işten çıkartılan sendikalı tekstil işçisi sayısı son zamanlarda giderek artıyor. Sendikalaşmanın arttığı tekstil fabrikalarında işçilerin çeşitli sebeplerle işten çıkarılmaya zorlanması, “Tekstil sektöründe sendikalı kıyımı mı yapılıyor?” sorusunu akıllara getirdi.

12 Aralık 2016 - 07:48

Kahramanmaraş’ta en çok işçi istihdamını barındıran tekstil fabrikalarında işten çıkarılan sendikalı işçi sayısı hatırı sayılır ölçüde. Tekstil sektöründe yetkili sendika olan Hak- İş’e Bağlı Öz İplik-İş Sendikası’nın verilerine göre Kahramanmaraş’ta son yıllarda 230 civarında işçi, Öz İplik-İş Sendikası’na üye olduktan sonra çeşitli sebeplerle işten çıkarıldı, binlerce kişi de işinden ayrılmaya zorlandı. 2014 yılında göreve geldiklerinden bu yana Kahramanmaraş’taki üye sayılarını yaklaşık olarak 850 kişi arttırdıklarını belirten Öz İplik-İş Sendikası Kahramanmaraş İl Başkanı Bünyamin Yumrukaya, “Sendikamızın yetki belgesi almış olduğu bir fabrikada üç gün içerisinde 219 kişi zorla sendikadan istifa ettirilmiştir. Diğer fabrikalarda ise yaklaşık 100’ye yakın işçi arkadaşımız istifa etmek için zorlanmıştır. Şu anda bile yeni yetki aldığımız bir fabrikada 13 işçi arkadaşımız zorla sendikadan istifa ettirilmiştir” dedi.

Sendikalı olmanın anayasal bir hak olduğunu kaydeden Öz İplik-İş Sendikası Kahramanmaraş İl Başkanı Bünyamin Yumrukaya, Kahramanmaraş’ta sendikaya üye olan işçilerin, bazı işveren tekstil fabrikalarınca tehdit edildiğini ifade ederek üyelerinin ya sendika üyeliğinden istifaya zorlandığını ya da işten çıkarma ile tehdit edildiğini öne sürdü.

Tehdide uğrayan üyelerini yasal yollara başvurmaya yönlendirdiklerini aktaran Yumrukaya, konunun takipçisi olduklarını bildirerek şunları söyledi: “Anayasamızın 51.maddesine göre sendikalaşmak işçilerin yasal hakkıdır. Sendikaya üye olmak serbesttir. Anayasaya göre hiç kimse sendikaya üye olmaya, üye kalmaya, üyelikten ayrılmaya zorlanamaz. Her yerde olduğu gibi işçiler sendikalı olduğu için işten çıkarılmak isteniyor ancak bunun suç olduğunu bilen işverenler bu gerekçeyle işten çıkaramıyor.  Çünkü Türk Ceza Kanununun 118.maddesine göre; Sendikal hakların kullanılmasını engelleme fiilleri suç olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla işveren başka sebeplerle işçileri işten çıkarıyor.”

İŞÇİLER MİMLENME KORKUSU YAŞIYOR

Sendikalarla ilgili insanların düşüncelerinde olumsuz bir tablo hâkim olduğunu dile getiren Yumrukaya, “Bu tablonun oluşmasını sağlayan birçok sendika var. İşverenler tarafından sendikalara karşı önyargılar var. Öz İplik-İş Sendikası olarak biz çatışmacı kültürü dışlayan, uzlaşmayla hareket eden bir sendikayız. Sosyal diyaloğa, sosyal ortaklığa önem veren,  çalışma barışından yana bir sendikayız. Bu önyargıları da, faaliyet ve çalışmalarımızla kırmaya çalışıyoruz. Kırdığımızı da düşünüyoruz. Türk ceza kanununa göre sendikal hakların kullanılmasını engelleme fiilleri suç olarak tanımlansa da işçi arkadaşlarımız bundan haberdar değiller. Üye olan işçi arkadaşlarımız ve üye olmak isteyen işçi arkadaşlarımız sendikaya üye olmama yönünde baskı gördüklerinde ‘sendikaya üye olursanız fabrikayı kapatırız’, ‘işsiz kalırsınız’, ‘bir daha iş bulamazsınız’, ‘farklı sektörde de önünüzü kapatırız’, ‘mimlenirsiniz’ gibi baskı ve tehditlere maruz kalıyorlar. İşçiler de haliyle sendikalaşmaktan tedirgin oluyorlar” şeklinde konuştu.

İŞTEN ATTIKLARINI İŞE ALDIRMIYORLAR!

Sendikacılığının önemine değinen Başkan Yumrukaya, art niyetli bazı fabrikaların işten çıkardığı sendikalı işçilerin diğer fabrikalara girmemesi için de özel çaba sarf ettiğini öne sürdü. Yumrukaya, konuşmasını şu açıklamalarla sürdürdü; “Sendika var ise bir işyerinde disiplin iş güvenliği tedbirleri alınmış demektir. İnsanca yaşamak için ücret artışı ve toplu sözleşme imzalanması demektir. Sendikalaşmanın önündeki en büyük engel işverenler. Örgütlenmeye başlıyoruz işyerinde anında kapı dışı ediliyor arkadaşlarımız. Ayrıca diğer fabrikalara faks ve telefon aracılığıyla bilgi veriliyor. İşten attığı arkadaşımızı başka işyerine aldırtmıyor. Çalışanların sendikalı olması hem maddi hem de sosyal anlamda çok büyük bir kazanımdır. Sendikalı işçileri, imzalanan sözleşme ile sağlanan ücret artışının yanı sıra sosyal haklarda da kazanımlar elde ediyorlar. Türkiye’de sendikalaşma oranı Batı ülkelerine göre çok düşüktür. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre 12 milyon 744 bin işçiden yalnızca 1 milyon 429 bini sendika üyesi. Sendikalaşma oranı yüzde 11,2 düzeyindedir. Yani 10 işçiden ancak biri sendikalıdır. Çıkarılan sendikalar kanunu ile 12 Eylül darbelerinin çalışma hayatından silinmeye çalışıldıysa da, önemli olarak gördüğümüz bu değişiklik yeterli olmamıştır. Örgütlenmenin önündeki en büyük engellerden biri olan işkolu barajı kaldırılmamıştır.” (KENAN ONARAN)

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x