Sanat, gerçekten de basit ve sahipsiz değil

Sanat, gerçekten de basit ve sahipsiz değil

Ressam Seramik Sanatçısı- Eğitimci ve Yazar Ümit Parsıl ile sanat çalışmaları, akademik hayatı ve öğretmenliğiyle ilgili söyleşi yaptık.

01 Aralık 2015 - 20:46

Resim yapmaya ilk okul sıralarında başlayan ve öğretmenlerinin tavsiyeleri ile içindeki sanat aşkını Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Ana Sanat Dalı ile Cam ve Seramik Bölümü Seramik Ana Sanat Dalı’nda eğitimini tamamlayarak devam ettiriyor. Kahramanmaraş doğumlu olan genç eğitimci, yazar, sanatçı Parsıl, aynı zamanda yüksek onur derecesiyle Resim Ana sanat Dalında bölüm birincisi olarak mezun oldu.

Parsıl, şu anda Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Bileşik Sanatlar Ana Sanat Dalı’nda yükseköğrenimine devam ediyor. Akademik çalışmaları kapsamında yayınlanan makaleleriyle hem yurtiçinde hem de yurtdışında dikkatleri üzerine çeken Parsıl’ın aynı zamanda yayınlanmış 2 kitabı bulunuyor. Sanatta Yaratıcılık ve Görsel Algılama isimli kitapları, Güzel Sanatlar Liseleri ile 20 üniversitenin ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora bölümlerine bağlı çeşitli kademelerinde kaynak kitabı olarak tavsiye ediliyor.

Güzel Sanatlar alanında kurulan bazı derneklerin yönetici kadrosunda da yer alan Parsıl, yerel gazete ve dergilerde kültür sanat köşesi hazırlayıp sanatla ilgili yazılar yazmaya devam ediyor.

Kahramanmaraş’ın yetiştirdiği önemli isimler arasına girmeyi başaran, adeta on parmağında on marifeti olan Parsıl, eserlerini hazırlarken mitoloji ve tasavvufun kendisine esin kaynağı olduğunu dile getiriyor.

Kahramanmaraş’ta Bugün Gazetesi, İstiklal Gazetesi, Yedigün Gazetesi, Aksu Mola Dergisi, Usare Dergisi, Kahramanmaraş Akşam Sefası Kültür Sanat Dergisi, KABÖDER Sağlık Dergisi, Yeni Edebiyat Yaprağı, Bursa Mora Kültür-Sanat-Aktüalite Dergilerinde Kültür-Sanat köşesi hazırlayan Ressam Seramik Sanatçısı- Eğitimci ve Yazar Ümit Parsıl ile yaptığımız söyleşi.

Öncelikle bizi kırmadığınız için teşekkür ederim. Sizi tanıyabilir miyiz?

Parsıl: Rica ederim Serhat bey,  1978 Kahramanmaraş doğumluyum. İlk desen eğitimimi Sayın Fatih Karapınar’dan (Pegassus Sanat) sonrasında Sayın Fatma Alkap desen atölyesinde Sayın Fatma Zehra Güney’den (Şirin) yaklaşık iki aylık desen eğitimi aldım. Dumlupınar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Ana Sanat Dalı ile Cam ve Seramik Bölümü Seramik Ana Sanat Dalı’nda birbirinden değerli hocalardan sanat eğitimi alarak yüksek onur derecesiyle Resim Ana sanat Dalında bölüm 1.’si olarak mezun oldum. Mersin Üniversitesinde yüksek lisansımı tamamladım, Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Bileşik Sanatlar Ana Sanat Dalı’nda yükseköğrenimime devam etmekteyim.  Kahramanmaraş Güzel Sanatlar Gurubu ve Kahramanmaraş Armoni Güzel Sanatlar Derneği kurucu üyelerindenim, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı ilk ve orta dereceli okullarda, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi Mesleki Eğitim Şube Müdürlüğü‘nde (Kamek) sanat eğitimcisi ve Kamek Kursları zümre başkanı olarak çalışıyor ve sanat çalışmalarına Kahramanmaraş’ta kendi atölyemde devam ediyorum. Bir yandan da yerel gazete ve dergilerde kültür sanat köşesi hazırlayıp sanat yazıları yazıyorum, Evliyim.

Resim yapmaya ne zaman, nasıl başladınız?

Parsıl: İlkokuldayken diyebilirim. Sınıf öğretmenim Ali Bilici keşfetmişti yeteneğimi, sonrasında ortaokulda resim öğretmenim Necla Solak hanımefendi çok ilgilendi benimle, yeteneğimin mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini söylerdi. Resim benim için her dönemde huzur kaynağı oldu.

Çalışmalarınızda esin kaynağınız nelerdir?

Parsıl: Mitoloji ve Tasavvuf diyebilirim.

Resimlerinizde ve Seramik çalışmalarınızda ne tür temalar işliyorsunuz?

Parsıl: Resimlerimde daha çok halk söylenceleri, efsaneler ve tasavvufi öğeler yer almaktadır. Seramik çalışmalarım ise bazen spontane olabiliyor daha çok rölyefler duvar panoları uygulamaları yapıyorum.

Resimlerinizde ve Seramik çalışmalarınızda kullandığınız teknik ve malzemelerden bahsedebilir misiniz? Bir de çalışmalarınızı göz önüne alacak olursak, bir akıma bağlı olduğunuzdan söz etmek mümkün mü?

Parsıl: Resimde benim boyayla aramda bitmeyecek bir ilişki var. Psişik bir ilişki. Bu nedenle genelde boya resmi yapıyorum. Ancak yanı sıra kompozisyonlarımı hazırlarken kolâjlar yapıyorum, bu kolâjlar kendi başınalığını koruyor tabi sonrasında, bir ön hazırlık nesnesi olarak değil, eser olarak. Seramikte ise teknik ve malzemeler konulara göre değişiyor. Çağdaş sanatta belirli bir akıma aidiyetliğin olabileceğini düşünmüyorum.

Ressam, Seramik Sanatçısı ve Eğitimciliğinizin yanında yazarlığınızda var, yani yelpazeniz oldukça geniş. Yazarlıktan söz etmek istiyorum biraz, nasıl başladınız yazarlığa?    

Parsıl: Estağfurullah, âcizane izah etmeye çalışayım, öncelikli olarak bol bol okudukça, araştırma yaptıkça bazı konularda eksiklik, kaynak azlığı veya yeterli bilgilerin olmayışı da diyebiliriz, görüyordum. Okullarda, Kamek’te görev yapmamdan yani işin mutfağında olmamdan dolayı sanat alanında bilgiye aç biri oluşum ve yapılması gerekeni doğru olarak yapma isteğimden olsa gerek, sanat alanında araştırma yapmaya karar verdim. Gerek öğretmen arkadaşlarım gerek sanat camiasındaki arkadaşlarım bu araştırmalarımı neden kitaplaştırmadığımı sormuşlardı, düşününce haklı olduklarını anladım ve kitaplaştırma kararı aldım.

peki, kitaplarınızdan bahsedelim isimleri neler, konuları neler?

Parsıl: Kitaplarımız ’’Sanatta Yaratıcılık’’ ve ’’Görsel Algılama’’ isimli 2 adet araştırmalarımızdan derlediğimiz okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim, yüksek öğretim öğrenci ve eğitimcilerinin başvuracakları, yararlanacakları ve aydınlanacakları sanat ve sanat eğitimi için yol gösterici olduğuna inandığımız çalışmalardan oluşmaktadır.

Şuan yaklaşık ülke genelinde Güzel Sanatlar Liseleri ile 20 üniversitenin ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora bölümlerine bağlı çeşitli kademelerinde önerilen-istenilen ders kaynak Kitabı olarak okutulmakta ve 35-40 üniversitenin de kütüphanesinde bulunmaktadır.

Sanatta Yaratıcılık kitabınızdan kısaca söz edebilir misiz?

Parsıl: Tatbikî efendim. Yaratıcılık kelimesi pek fazla kullanılan bir kelime değildir. Bununla birlikte, buluş, icat, yenilik, özgünlük gibi kelimelerin daha çok kullanılması, yaratıcılık kavramını tam ifade edememektedir. Bu kelimeyi daha dikkatli kullanmamızda üç sebep olduğu söylenebilir: Birincisi, bu kelimenin Allah’a ait “yaratmak” kavramını çağrıştırıyor olmasındaki rahatsızlık duygusu. İkincisi, bu kavramı büyük bilim adamı ya da sanatçılara has bir ayrıcalık olarak algılanması. Üçüncüsü ve belki de en önemlisi, birçok davranışımızı sonradan öğrenebildiğimizi düşünürken, yaratıcı yeteneğimizin doğuştan gelen bir beceri olarak kabul edilmesi. Her üç yaklaşımda elbette doğru değildir. Hiçbir zaman yaratıcılık kavramıyla, Allah’a ait olan yoktan var etme anlamındaki “yaratıcılık” kastedilmemektedir. Nasıl ki, “Allah bilir” derken “bilmek” kelimesiyle günlük hayattaki “bilmek” kavramı kastedilmediği gibi, “yaratıcı düşünce” ya da “yaratıcı davranış” kavramlarıyla da tanrısal yaratıcılık kastedilmemektedir. Yaratıcılık, kişiye ve şartlara göre değişik derece ve boyutları olan bir düşünme biçimidir. Nasıl ki mantıksal kurallar öğrenilebilir ve zamanla geliştirilebilirse, yaratıcı yaklaşımlar öğrenilebilir ve geliştirilebilir.

Araştırmalar, yaratıcılığın, öğrenmenin önemli bir boyutu olduğunu göstermektedir. Yaratıcı düşünme, bilginin kazanılması için hayatî öneme sahiptir; çünkü yaratıcılığın gelişimine elverişli çevreler, çocukların öğrenmeye karşı olumlu tutumlar geliştirmelerine yardımcı olur ve öğrenmeyi eğlence haline getiren etkili güdüleyiciler niteliğini taşır.

Yaratıcılık, değişik alanlarda ve değişik yoğunlukta, her insanda var olan bir özelliktir. Bu sebeple, kesin bir dille, bazı insanlar yaratıcıdır, bazıları değildir denemez. Her insan az ya da çok yaratıcı davranış sergileyebilir. Kişilerdeki bu yaratıcı davranış farklılıkları, kalıtıma, kültür ortamına, eğitim ve öğretime bağlı olup, yaratıcı düşünce ve davranışlardaki yoğunluk bu faktörlere göre değişmektedir.

Görsel Algılama isimli kitabınızda nelerden bahsediyorsunuz, yani görsel algılama kavramı neyi çağrıştırıyor?

Parsıl: Algı dış dünyadan aldığımız izlenim sonuçlarının, yani duyumlarının bilinçli hale gelmesi ve anlam kazanmasıdır. Algı öğrenmenin ve davranışın temelidir. Algı olmadan ne öğrenme, ne de davranış ortaya çıkar. Algı bir duyu organımızda tepki uyandıran enerjidir. Bu enerji kimyasal veya fiziksel olabilmektedir, değişik uyaranlar değişik duyularımızı hedef almaktadır. Algı psikoloji ve bilişsel bilimlerde duyusal bilginin alınması, yorumlanması, seçilmesi ve düzenlenmesi anlamlarına gelmektedir. Algı kolaylıkla duyum ile karıştırılabilmektedir, ayırımı belirleyen temel etken, duyumda bir yorumlama, anlama söz konusu olmamasıdır. Bir zihin süreci olan algılama, duyu organlarına gelen uyarıcıların yorumlanması ve anlamlı hale getirilmesidir. Algının en önemli özelliklerinden biri seçici oluşudur.

Ümit Bey yeni kitap projeleriniz var mı, varsa bunlar hakkında bilgi verebilir misiniz?

Parsıl: Kısmet olursa sırada yine konuları sanat olan 11 tane daha kitap çıkmaya hazır, sözleşmelerini bitirmek üzereyiz. Editörümün görüş ve istekleri doğrultusunda tabiri caizse tam gaz yola devam ediyoruz. Bundan sonraki dönemlerde çıkacak olan 11 kitabın haricinde araştırmalarım devam ediyor ve yaklaşık olarak uzun vadede çıkması muhtemel 9 kitap daha olacak inşallah.

Gördüğümüz kadarıyla çalışma temponuz yoğun ve bu artarak devam ediyor,  yorucu olmuyor mu sizin için?

Parsıl: Bir yandan kurs, bir yandan resim çalışmaları, bir yandan gazete ve dergilerde günlük, haftalık ve aylık yazılarım, kitaplarım için araştırma röportaj-söyleşi aşamalarım ve bazı zamanlar yazar dostlarımın çıkacak olan kitap kapaklarının tasarımlarını yapıyorum derken bir koşuşturmanın içerisinde daraldığım zamanlar elbette oluyor.

Resim ve Seramikle uğraşmak isteyenlere tavsiyeleriniz nedir?

Parsıl: Estağfurullah tavsiye vermek bana düşmez ama bir şeyler söylemem gerekirse diyeceğim şudur: Öncelikli olarak bol bol okusunlar, araştırsınlar. Salt resim-seramik veya sanatın herhangi bir dalında bir şeyler yapıyor olmuş olmak için değil de sanatı yaşamak, sanatta olmak için yapsınlar. Çok disiplinli ve özverili çalışsınlar çünkü sanat tamamen disiplin işidir. Bilinenin aksine zengin işi değildir yani parası olup kurslara katılan ve sırf sergi salonlarında sanat camiasının içerisinde bulunup boy gösteren, sahte, yapay insanlardan, sanatçıyım diye geçinenlerden olmasınlar. Sanat, gerçekten de o kadar ucuz, basit ve sahipsiz değil.

Son olarak merak edenler ve okuyucularımız için soruyorum Ümit Bey, sizin kitaplarınızı temin etmek isteyen öğrenciler, eğitimciler, akademisyenler ve sanatseverler nasıl ve nerden temin edebilecekler?

Parsıl: Efendim kitaplarım An Yayınları’ndan çıktı tüm Türkiye de aynı anda dağıtımı yapılmaktadır. Genel dağıtım: İki Harf Yayın Dağıtım Ltd. Şti. Ankara Cad. Konak Han No: 43/26 Kat:2 Cağaloğlu/İstanbul Tel: 0212 520 31 40 – 0532 213 99 17 Faks: 0212 520 31 50 Msn: [email protected] Email: [email protected] web: www.ikiharf.com Facebook: www.facebook.com/ikiharf Buralardan iletişime geçerek kitapları temin edebilirler.

Efendim verdiğiniz bilgiler ve bize ayırdığınız vakit için teşekkür ederiz. Gerek sanat yaşamınızda gerek eğitim hayatınızda başarılarınızın devamını diler, kitaplarınızın hayırlı uğurlu olmasını temenni ederiz.

Parsıl: Rica ederim Serhat Bey aynı duygu ve temennilerle bende sizlere meslek hayatınızda başarılar dilerim.

ROPÖRTAJ: M. SERHAT TOPALCA

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x